Öncelikle CHP İzmir İl Örgütünü ve İl Başkanı Ali Engin'i içtenlikle tebrik ediyorum. CHP'nin başka örgütlerinde pek görülmeyen bilimsel yöntemlerle çalışıyorlar. Bir parti adam gibi bir SWOT analizi yapmazsa, çıkan sonuçları iyi bir mutfak çalışması ile uygulanabilir politikalar haline getiremezse, oradan kitleleri cezbeden bir siyasi enerjinin çıkması imkansızdır. CHP'nin İzmir İl Örgütü'nün bu gerçeğin farkında olması ve bu yönde çalışmalar yapması elbette iyi bir şeydir.
İkincisi, bir takdir edilecek davranış da şudur: CHP İzmir İl Örgütü tüm bu çalışmaları şeffaf, herkese açık bir biçimde yürütmüştür. Herhangi bir CHP'linin hoşuna gitmeyen gerçekleri belediye başkanlarıyla, ilçe başkan ve yöneticileriyle, delegelerle, gazetecilerle ve bilimadamlarıyla açıkça paylaşmıştır. Bu yöntem asla bir hata değildir, asla bir parti suçu değildir, asla metodik bir yanlış değildir. Ortaya çıkan gerçekler ne kadar hoşa gitmeyen bir mahiyet taşıyor olurlarsa olsunlar, bu gerçekleri terennüm etmek ve parti gövdesine taşımak başlı başına bir faaliyet hedefidir.
Aynı zamanda bir özgüven ifadesidir.
Zaten CHP'nin sorunu bu değil midir? CHP hala kök atası İttihat Terakki gibi gizli saklı çalışmayı marifet sanıyor. Türkiye'de kimsenin 'Kürt' lafını ağzına alamadığı bir dönemde, CHP'nin hazırladığı o harika raporun başına geleni herhalde herkes hatırlıyor.
CHP'nin gizli kasalarında fareler yedi o güzelim raporu. AK Parti ise, Kürt meselesinde çoktan atı alıp Üsküdar'ı geçti gitti.
O nedenle CHP İl Örgütü'nü ve Başkan Ali Engin'i benimsedikleri bu yararlı çalışma yönteminden ve ayrıca sergiledikleri bu cesaretten dolayı tebrik ediyorum.
KILIÇDAROĞLU'NUN SİYASETİ HADIM EDEN VARLIĞI
Türkiye'nin en ciddi araştırma şirketlerinden biri, CHP İzmir İl Örgütü'nün toplantısında yaptığı araştırmayı açıklıyor. Bu araştırma sonucuna göre CHP'lilere soruluyor:
"Kemal Kılıçdaroğlu, Haziran 2015 tarihinde yapılacak genel seçimlerde başbakan olabilecek mi, olamayacak mı?"
İşte CHP'li seçmenin cevabı:
"Yüzde 11 başbakan olacak!
Yüzde 89 başbakan olamayacak!"
Yalın gerçek işte budur. CHP seçmeni bütün savrukluklara, bütün politikasızlıklara rağmen partisine sadakatini sürdürüyor; ancak verdiği oyun CHP'li bir başbakan ortaya çıkarmayacağını biliyor.
Buradan siyasi-toplumsal bir heyecan ve enerji çıkar mı?
Siyasetin bir numaralı motivasyonu seçim kazanmak ve ülkeyi yönetme sorumluluğu elde etmektir. Kemal Kılıçdaroğlu varlığıyla CHP'yi, hayaları bükülmüş bir koç haline getirmiştir.
Bırakın genel kamuoyunu, CHP'li seçmen bile kendi oy verdiği siyasetçiden bu kadar ümidini kesmişse, buradan nasıl alternatif çıkacak?
İşin aslı, sadece CHP için değil, memleket için içler acısı bir durumdur bu.