• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

ABDULLAH ÖCALAN TiYATROSUNA BİR SON VERİLSE ARTIK!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21 Ekim 2014, 20:58
Bazı çevreler uzunca bir süredir Abdullah Öcalan'ın daha iyi şartlarda yaşatılması, örgütle daha doğrudan bir iletişim içinde olması ve hatta mümkünse serbest bırakılması konusunda bıkmadan görüş beyan etmekte, bir tür lobi faaliyeti yapmaktalar.
Bu yöndeki çabalarını temellendirmek için de yaşanan olayları Öcalan'ı kurtarma mesaisine uygun olarak yorumlamayı bir marifet sanıyorlar.
Bir kere bu yapılan yorumların hiçbiri doğru değil; zira yaşanan olaylar Öcalan'la örgütü arasındaki ya da Öcalan'la devlet arasındaki iletişim eksikliğinden kaynaklanmıyor. Kaynaklanmıyor çünkü, devlet adına MİT Müsteşarı onunla her zaman görüşebiliyor. Aynı şekilde PKK'lı siyasetçiler de periyodik olarak ve ne vakit isterlerse görüşebilme imkanlarına sahipler.
'Öcalan'ı rahat ettirelim korosu'na son olarak iki bakan da katıldı ne yazık ki. Üstelik de devlet şuurunun en güçlü olduğuna inandığım iki bakan bu. Öcalan'la Türkiye'de yaşanan olaylar arasındaki korelasyonu hala çözememiş olmaları imkan dışı olduğundan ben bu iki değerli bakanın sürçi lisan ettiklerini varsayıyorum.
Ama her halükarda bu Öcalan'a rahatlık verme bahsini bir kapatmak gerekir, zira bu meselenin çözüm sürecine taalluk eden pekçok yanı var ki, üzerinde durmak gerekir.

PKK'YA YÖNEYLEM VEREN YEGANE KİŞİ ABDULLAH ÖCALAN'DIR!

İki şeyi herkes iyi bilmelidir: Birincisi, çözüm sürecini isteyen devlet değil Abdullah Öcalan'dır. Öcalan ne vakit PKK dara düşse yeni bir oyun kurmuş ve örgütüne zaman kazandırmak işlemiştir.
Hatırlayalım, Öcalan'ın MİT Müşteşarı'na, başbakana iletilmek üzere mektup yazıp "Kürt sorununu çözebilirim" mesajı ne zamandı?
2012 yılının sonu. Yani Şemdinli kırsalında 700 PKK'lı teröristin Mehmetçik tarafından imha edilmesinden hemen sonra.
Çözüm süreci sonuçta Türkiye'nin de işine gelmiştir ve süreç başlamıştır.
Ancak PKK ve Öcalan o her zamanki kaypak tavırlarını devam ettiriyorlar. Verdikleri hiçbir sözü tutmadılar. Devlet ipleri gevşetince tam bir etnik şımarıklık hali tüm ülke gündemini teslim alıyor. Devlet sopasını gösterince İmralı'daki kedi gibi oluyor, süreç yeniden başlıyor.
Ama şu muhakkak bilinmelidir: Kürt meselesi bağlamında karşılaştığımız bütün sorunlar Abdullah Öcalan menşelidir. Bu adam şizofren bir tabiata sahiptir ve bu tür insanlar oyun kurup bozma konusunda mahirdirler.
Çözüm sürecinin iki dinamiği vardır:
PKK'nın Abdullah Öcalan'dan korkusu ve Abdullah Öcalan'ın devletten korkusu. İşler bu dengeyi gözetmeden yürümez.
O nedenle devlet bir tarafta sözüne güvenilirliğini göstermeli, diğer tarafta da elindeki sopasını kullanmaya hazır beklemelidir.

TÜRKİYE'NİN TEMİNATI SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZDIR!

Yaşadığımız son iki aylık zaman bize bir gerçeği gösterdi: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan varlığıyla ve kriterleriyle Türkiye'nin güvencesidir.
7-8 Ekim'de sahnelenen etnik şımarıklığa çıkışlarıyla en büyük şamarı indirmişti. Şimdi de Abdullah Öcalan'ın delikten kurtulma oyunlarının önünü bir açıklamayla kesiverdi.
O nedenle, bu Kürt işiyle uğraşan herkese tavsiye ediyorum ki, aldığınız kararları PKK unsurlarının tutumlarına göre test etmeyin, yanılırsınız; aldığınız kararları "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne düşünür" diye test edin.
Kürt tarafı da böyle test etsin kararlarını.
Çünkü herkes için güvence ve sağlam irade O'dur!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.