• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

ONLAR DARBEYDİ VE BİZ DARBELERİ PÜSKÜRTTÜK!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20 Aralık 2014, 20:12
17-25 Aralık kesin bir darbeydi; kim aksini iddia ediyorsa ya ahmağın biridir ya da kötü niyetlidir. Herkesin fikrini serbestçe söyleyebildiği bu ülkede benim kesin inancım bu.
Bu darbenin unsurları 14 Aralık'la birlikte hesap vermeye başlamışlardır ve pek de güzel olmuştur.
Zira darbeciye af yok!
Bu arada Ergenakon ve Balyoz darbe girişimlerinin sanıkları kurtulduk diye sevinmesinler; onların içindeki masumlar ve paralel mağdurları ayıklanacak, müstehak oldukları cezaları alacaklar.
Dün 28 darbesinin mağduru eski başbakan Tansu Çiller ne dedi mahkemede?
"28 Şubat bal gibi bir darbedir!".
Ve Fethullah Gülen'in talimat gibi temennisiyle hapisten kurtulan 28 Şubatçılar da yırttıklarını sanmasınlar. Adalet onlar için de bir randevu verecektir.
Başa dönersek: 28 Şubat bir darbedir!
Ergenekon ve Balyoz bir darbe girişimidir!
17-25 Aralık darbelerin en aşağılığıdır!
Adalet peşlerindedir.

PEKİ YA ÜÇ BAKAN NE OLACAK?

Olacağı da olması gerekeni de söyleyeyim: doğruca Yüce Divan'a gidecekler ve şerefleriyle hesap verecekler.
Bunun başka yolu yok!
Üç bakan diyorum, zira Erdoğan Bayraktar'ın en ufak bir yolsuzluk suçlamasının muhatabı olamayacak kadar masum olduğu apaçık ortada. Bayraktar'ın bu soruşturmada adının bile geçirilmesi insanlık onuruna bir saldırıdır.
Diğer üç bakan ise başka bir yerde duruyor.
Haklarında önemli iddialar var. Ben şahsen onların ellerinin devletin hazinesine bir kuruş için bile uzandığına inanmıyorum. Kamuyu zarara sokan bir yolsuzluk yaptıklarına da inanmıyorum. Zaten iddialar o türden iddialar değil.
Ama bir siyasetçinin yapmaması gerekenler sadece bunlar değil ki. Kabul edilemeyecek iddia ve ithamlar var ortada. Bunlar sümen altı edilecek cinsten de değil üstelik. Bir yargı safahatı şart görünüyor.
Bazı arkadaşlarımız Başbakan Erdoğan'ın o bakanları istifaya zorlamasının hata olduğunu söylüyorlar.
Hiç öyle düşünmedim, bugün daha fazla öyle düşünmüyorum. Tayyip Erdoğan o kararıyla yolsuzluk ve rüşvet gibi konulara dair sıfır toleranslı olduğunu göstermiştir.
Erdoğan bu işlerin, bırakın gerçek olmasına, şaiyasına bile tahammül edemeyen bir liderdir ve etmemiştir.
Ak Parti'nin Meclis Soruşturma Komisyonu'ndaki üyeleri o üç Bakanı kurtarmak gibi bir işgüzarlık içine girmemelidir.
Girerlerse ne olur? Tansu Çiller- Mesut Yılmaz'a ne olduysa size ve partinize de o olur?
Millet üstünüzü çizer geçer!
Ayrıca, hiç kimse kendi yükünü Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'a taşıtmamalıdır.
Bu büyük haksızlık olur.

BAKANLAR NE YAPMALIDIR?

Bir kere TBMM Soruşturma Komisyonu'nun Ak Parti'li üyeleri kararını Haziran seçimleri sonrasına bırakmak gibi bir kurnazlığın içine asla girmemeli. Bu vahim ötesi bir hata olur ve bu mesele genel seçimin etrafında şekillendiği bir mihvere dönüşür.
Daha açık söyleyeyim mi? 2015 Haziran seçimlerinin gündemini Ak Parti değil, muhalefet belirler ve o gündemin de jeneriği bellidir.
Sorunuz şu mu? Bu bakanlar seçimden önce Yüce Divan'a giderse Ak Parti seçimlerde olumsuz etkilenmez mi?
Hayır, etkilenmez, ortada 17 ve 25 Aralık suikastları olduğu sürece millet bundan etkilenmez.
Tam tersi, Ak Parti'nin yolsuzluk konusundaki hassasiyeti öne çıkar.
Gündemdeki o üç bakana gelince...
Bence üzerlerindeki, önemli bir kısmı da kötü niyetli olan baskıları yönetebilmelerinin ve psikolojik üstünlüğü el geçirmenin yolu Yüce Divan'a gitmeyi kendilerinin talep etmelerinden geçer.
Kamuoyunun önüne çıkıp yargılanmak istediklerini söylemeleri bunun ilk akıllıca adımıdır.
Partileri ve kendi aileleri için bunu yapmalılar.
Ben Yüce Divan'da o üç bakanın da ağır yolsuzluk iddialarından aklanacağına inanıyorum.
Bunlar olmazsa ne olur?
Yani Ak Parti bu üç bakanı siyasi korumaya alırsa ne olur demek istiyorum:
"Nefes alamıyorum" olur!
Ve bu en berbat akıbettir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.