Vatana ihanet benim kolay kullandığım bir suçlama değil; ancak vatana ihanet etmek vakayı-ı adiye den oldu.
Cemaat dediğimiz örgütleşmiş yapı ülkemizi batıda, Amerika'da kara propaganda ve algı operasyonlarıyla kötülemeye çalışıyor. Bunun için servet harcıyorlar. Yaptıklarının örneklerini bu köşeden defalarca sergiledim.
Mesela gerçekten merak ediyorum; samimi dindarlıklarından dolayı cemaate destek veren O İzmir'in sanayi esnafı, destek verdikleri bu adamların orada burada ülkelerini gammazlaması hakkında ne düşünüyorlar acaba?
Şimdilerde bir ihanet çırası daha yakılmak isteniyor ki, bana göre bu ihanetlerin en katmerlisi. Eski komünist artığı tiplerle cemaatçi şebeke, yanlarına itibarsız fersude gazetecileri de alarak 2015 seçimlerine daha şimdiden şaibe bulaştırmaya çalışıyorlar.
Bu büyük ihanettir, çünkü demokrasiye açık bir saldırıdır bu. Demokrasi, sandık ve milli irade bizim haysiyetimizdir. Milli prestijimizdir. Seçimler demokrasinin kalbidir. Henüz yapılmamış seçimlere şimdiden şaibe bulaştırmak ancak haram süt emmiş soysuzların yapabileceği bir iştir.
Neden böyledir, anlatayım.
TÜRK MİLLETİNİN BAŞARDIĞI EN BÜYÜK İŞ HİLESİZ SEÇİM YAPABİLMEKTİR
Dünyada doğru düzgün işleyen demokrasilerin sayısı 40'ı geçmez. Bu devletlerin en bariz vasfı hilesiz, entrikasız seçim yapabilmeleridir. Türkiye'nin övünebileceği ve milletçe gurur duyabileceği en büyük başarısı bu ülkelerin arasında yer almış olmasıdır.
70 yıllık serbest seçimli demokrasi tarihimizde sadece 1946 seçimlerinde hile yapılmıştır. O hileyi de "açık rey, gizli tasnif" yoluyla CHP yapmıştır. Zaten 46 seçimleri hilebaz CHP'nin iktidar yüzü gördüğü son seçim olmuştur.
O günden bu güne 17 genel seçim, ondan daha fazla yerel seçim ve önemli referandumlar gerçekleştirdi Türkiye. Bu seçimlerin hiçbirinde hile ve entrika yaşanmadı. Seçime fesat karıştırılmadı. Yerel bazı ihtilafları da Seçim Kurulu mekanizması çözdü.
Türkiye seçimleri o denli düzgün yapan bir ülkedir ki, mesela en radikal unsurlar, sözgelişi PKK veya İşçi Partisi dahi, seçimlere hile karıştığını iddia edememişlerdir.
Ancak 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde muhalefet ve paralel yapı sistematik bir biçimde seçimlere fesat karıştırıldığı propagandasını yapmışlardır. CHP'nin Ankara'da bu yönde yürüttüğü faaliyet tam bir demokrasiye provokasyondu. Allah'tan Türkiye'de seçimler hukuk denetiminde yapılıyor ve son kararı yüksek hakimler veriyor da, demokrasimiz bu iftiradan kendini kurtarabiliyor.
BU KEZ PEK ERKEN BAŞLADILAR...
Bir şey anlaşılıyor; Ak Parti'nin 2015 seçimlerini kazanacağı ortaya çıkmaya başlayınca muhalefet ve çevresinde oluşan çete şimdiden harekete geçti. Geçtiğimiz günlerde, Süleyman Soylu'nun tabiriyle, bir paçavra gazete Ak Parti'nin 30 Mart seçimlerinde "hile" yaptığını yazdı. İddialara bakınca aslında bir hileden söz edilmiyor, Ak Parti kadrolarının daha iyi çalışması "hile" gibi sunuluyor. Bu arada bu gazete kocaman da bir yalan uyduruyor. 2012 yılının sonunda Ak Parti'ye katılan Süleyman Soylu'yu, 2011'de AK Parti'nin genel başkan yardımcısı yapıyor, yalan haber çöküyor.
Ama ihanet koalisyonu bir kere harekete geçmiş gözüküyor. Paralel çetenin gazeteleri ve televizyonları hemen bu sahte haberi yaymaya başlıyorlar.
Derken... Emin Çölaşan'ın "Sakıncalı Gazeteci" kitabında, Cumhuriyetimizin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller'in doktorundan çalınma mahrem resimleri ona buna servis ettiğini söylediği ahlak yoksunu bir gazeteci, televizyona çıkıp önce "Ak Parti Haziran seçimlerini kazanamayacak" diye kehanette bulunuyor; daha sonra da ağzındaki baklayı çıkarıveriyor: "Kazanırsa da hileyle kazanmış demektir".
Harika değil mi?...
Sizi gidi fersude nursuz suratlılar sizi...
Millet sizin canınıza okuyacak o demokrasi sandığında...