DENİZ BAYKAL'IN İZMİR FREKANSI
Sadece CHP için yapmıyorum bu tanımlamayı; tüm siyasi hayatımız için geçerli bir aksiyom söylediğim. Nereden belli bu? Şuradan: memleket meseleleriyle ilgili tutum ve yaklaşımlarına bakacaksınız. Bugün, ben de dahil, pekçok yazar-çizer hala herhangi bir konuda kendisine "Baykal ne düşünüyor?" sorusunu sormak lüzumunu hissetmekte.
Diğer taraftan, Deniz Baykal'ın CHP'yle ilgili görüş ve düşünceleri yine çok belirleyici. Öyle anlaşılıyor ki Deniz Bey'in bazı uyarıları CHP'nin bugünkü savruk yönetimini ürkütmese, CHP daha da manasız ve renksiz bir alana savrulacak. Bu bakımdan Deniz Baykal CHP için bugün en değerli ölçü ve bir güvenlik spobu.
Deniz Baykal dün İzmir'deydi mesela. Sözlerine dikkat ettim, mevcut yönetime karşı herhangi bir siyasi drenaj peşinde değildi. Taraftarlarına ve kendi bağlılarına "bekleyin, dayanın ben geliyorum" mesajı da vermedi.
Bir müellifin kendi eseri için gösterdiği sakınma ve özeni göstererek son derece yapıcı uyarılar yaptı.
"İzmir kimsenin kalesi değildir, hata yaparsanız elinizden alırlar" mealinde sözler söyledi. Önseçim konusunda çok açık uyarılarda bulundu Baykal. Merkezden aday tayininin getireceği sorumluluğu hatırlattı. Ve tüm bu uyarıları alt anlamı olmayan sözlerle açık bir biçimde yaptı.
Mevcut savruk CHP yönetiminin Baykal'ın İzmir'de verdiği mesajlara ne denli kulak vereceğini bilemiyoruz ama bir şeyi şimdiden görebiliyoruz: CHP'nin yakın geleceğini Deniz Baykal'ın İzmir'den yaydığı frekans belirleyecek.
DENİZ BAYKAL NEDEN SAYGIDEĞER, KILIÇDAROĞLU NEDEN İTİBARSIZ?
Deniz Baykal'ı 25 yıldır takip ederim. Bir iki kere de sabah yürüyüşü yapmışlığım var Oran'da. Aslında Baykal'ın doktora ve doçentlik tezini okuyan kaç CHP'li vardır bu alemde?
Mesela CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu okumuş mudur bunları?
Hiç sanmam, okusaydı CHP şimdi olduğu gibi yerlerde sürünmez, cemaatin paryası haline gelmezdi.
Ama bu satırların yazarı hasbelkader Baykal'ın külliyatını hatmetmiş biridir. O nedenle hem tenkit hem de taktir düzeyinde kendimi hak sahibi görürüm.
Biz gazeteci ve yazarlar Baykal'ı zaman zaman tenkit etmişizdir, ancak bu tenkitler her zaman derin bir saygı ile atbaşı gitmiştir.
Deniz Baykal'ın üzerimizde her zaman bir ağırlığı vardı.
Salı günlerini grup toplantısında sadece onu dinlemek için televizyon karşısında geçirirdik. Onun Türkçesini dinlerken Türk olmaktan mutluluk duyardık.
Aslında bugün şundan eminim, Baykal'a o adi tuzak kurulmasaydı, millet ona ve partisi CHP'ye mutlaka bir şans verecekti. Kürt meselesi, uluslararası meseleler bağlamında herkes bu dediğimi bir kere düşünsün.
Mesela şu Fransa'daki olaylar. Düşünün, CHP nasıl bir tavır takınırdı Baykal başında olsaydı? CHP'den nasıl evrensel mesajlar çıkardı?
Baykal'a her zaman saygı duymaya mecbur hissederdik kendimizi, zira o hiçbir gazete için, özellikle Yeni Asır gibi tarihi bir değer için, "bu gazeteyi almayın, reklam vermeyin, teşkilatlara sokmayın" demedi, demez.
CHP'nin şimdiki genel başkanı gibi yalana başvurmazdı Baykal, dürüst siyaset yapardı ve her sarfettiği sözün bir derinliği vardı.
Kılıçdaroğlu biz okur-yazar takımının nezdinde itibarsız bir siyasetçi. Onun yüzünden CHP ile medyanın da ilişkileri yozlaştı. Onun niye itibarsız bir siyasetçi olduğunu tek tek anlatmaya gerek yok; Baykal'ın niye itibarlı, saygıdeğer ve bizi hala derinden etkileyen bir siyasetçi olduğuna bakın, sebebini anlarsınız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.