Gıda fiyatlarında marketlerin rolü
Bu aslında geç kalmış bir konu ama zararın neresinden dönülse kârdır. Perakende gıda fiyatlarının oluşumunda marketlerin rolü çoktan gündeme gelmeliydi. Fakat tam bu aşamada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin arka arkaya yaptığı açıklamalar çok isabetli oldu.
Tarladan, bağdan, bahçe veya ahırdan çıkan ürünün tüketiciye ulaşıncaya kadar hangi fiyat değişimlerine uğradığı hep tartışılan çok önemli bir konudur.
Bu hususta bildik sözlerden biri de, "Fethiye'de domates 50 kuruş, İstanbul'da 5 lira olur mu" şeklindedir.
Olur çünkü tarım sektöründe dağıtım ve pazarlama mekanizmaları rasyonel ve etkin çalışmamaktadır.
TARIM LOJİSTİĞİ
Kısaca 'Tedarik zincirinin yönetimi' diye tanımlayabileceğimiz lojistik kavram ve uygulamasını tarım sektörü içinde ele almak ve geniş ölçüde tartışmak gerekiyor.
Aslında ben bu konuyu başka bir yazımda ve daha farklı boyutlarda değerlendirmek istiyorum. Tüm tarımsal ürünlerin ama daha özelde yaş meyve ve sebze ürünlerinin lojistik uygulama çerçevesinde dağıtım-pazarlama sürecine dahil olmaları kaçınılmaz. Aksi halde 'domates' örneği sürer gider.
ÜRETİCİ VE MARKET FİYATLARI
Şimdi gelelim sadede... Üretici fiyatlarını biliyoruz. Yüksek girdi maliyetleri ile boğuşan küçük çiftçiler zar zor para kazanmaya çalışıyor. Zincirin ikinci halkası sanayici ne yapıyor?
Hangi kâr oranları ile çalışıyor.
Herhalde çok yüksek oranlarda değil.
Çünkü Türkiye'de tarımsal üretim fazlasıyla arttı. Tarımsal sanayi ve gıda sektöründe önemli gelişmeler oldu.
Sonuçta gıda sanayiinde yoğun bir rekabet ortamı doğdu.
Bu durum sanayicinin aşırı kar etmesini engeller hale geldi. Zincirin son halkasında ise marketler var.
Peki marketlerin kâr oranı nedir?
Bunu bilmiyoruz. Ancak sizlerle paylaşacağım üretici-market fiyat farklarını dikkatle okuyalım.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) 30 Temmuz 2018 tarihli araştırma raporuna göre; rakamları yuvarlayarak veriyorum, elma ve kuru kayısıda 4 misli, süt, nohut, kırmızı mercimek, kuru incir, patlıcan, kuru fasulye, domates, patates ve limonda 3 misli fiyat farkı görüyoruz. Elbette bu oranlar mevsim ve üretim şartları itibarıyla değişkenlik gösterebilir. Fakat genel tablo maalesef değişmiyor ve bu durum böyle sürüp gidemez. Diğer yandan fiyatlama ve ticaret sürecinde Haller ve üretici pazarları da var tabii.
Onlar başka yazının konusu olacak.
SONUÇ: Ben şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Pakdemirli'nin bu işin peşini bırakmayacağına inanmaktayım. Yoksa serbest piyasa zannedilen, 'serseri piyasa' zihniyetinin önüne geçilemez.
Sonuç olarak üretici-tüketici fiyatlarında zincirin bütün halkaları tek tek kamuoyunun süzgecinden geçmeli.
Hükümetin bu hususta gereken kararlılık ve iradeye sahip olduğunu düşünüyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.