Gıda yasasını çarpıtmayalım
Gıdaya sansür mü geliyor? Hayır, gelmiyor! Peki neden o zaman özellikle sosyal medyada fırtınalar koparılıyor? Niçin, "Bundan sonra gıda ile ilgili konularda konuşmak yasaklanıyor?
Gıdaya ilişkin yorum ve değerlendirme yapanlara ceza gelecek," şeklinde yazılıp çiziliyor? Bunun iki sebebi var. Birincisi siyasi, bu hususta hiçbir yorum yapmayacağım, çünkü bu köşenin konusu değil.
İkincisi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar veya iyi niyetle de olsa, eksik ya da yanlış bilgi yüzünden medyada, "Gıdaya sansür geliyor" diye konuşanlar...
RAHATSIZ OLUNACAK NE VAR - Şimdi sadede gelirsek, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri devam eden "Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" ile basın üzerindeki sansür uygulamalarına yeni bir halka ekleneceği iddia ediliyor. Söz konusu iddialara devam edelim. "Getirilen yasa teklifi ısrarla cezalandırmayı tercih eden bir düzenleme. Hileli gıdaları engellemeye dönük düzenlemelerin cezalandırılmasına kimse bir şey demez ama yasa teklifi muğlak ifadelerle gıdaya ilişkin haberlere büyük cezalar getiriyor.
Bu yasa gıda haberlerine sansür yolunu açar" deniliyor. İyi ama yasa teklifinin asıl hedefi, gıdada taklit ya da tağşiş yoluyla hile yapanlar değil ki... Burada hedefin kim veya kimler olduğu belli değil mi? Yıllardan beri tarım ve gıdada bilgi kirliliği yaratanlara karşı ilk defa açık bir tavır ortaya konuluyor.
Bundan rahatsız olunacak ne var?
GIDA GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE GİRİYOR - Somut örnekler verelim.
Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, "Balda GDO var!" diye açıklama yapıyor. Bu gerçek dışı ifadelere karşı sessiz mi kalınsın? Yine aynı tıp uzmanı hiç anlamadığı ve bilmediği tarım ve gıda alanında yalan yanlış sözler söyleyecek, bizler susmaya devam mı edeceğiz? Çok örnek var da, bir tane daha vereyim. Yine aynı kişi, birkaç yıl önce, Ayvalık Zeytin Hasat Şenliğinde, "Bundan sonra zeytinlikler dahil tüm tarım tarım alanlarında gübre yerine kaya tuzu kullanılmalı!" diye adeta beyin yakan bir fetva veriyor! Ve ne üzücüdür ki ziraat mühendisleri bu akıl dışı sözlere karşı sessiz kalıyor! Tabii bu süreçte maalesef medyanın da ciddi sorumluluğu bulunuyor. Prof. Canan Karatay, "Gıdanın mühendisi mi olur" diyerek önemi her geçen gün artan bir meslek grubuna hakaret ediyor, bu sözler medyada geniş yer buluyor, ancak gıda mühendisleri ortak bir açıklama yaparak cevap verince, medya neredeyse görmezden geliyor.
KAYNAĞIN YOKSA KONUŞMA - "Kim ya da kimler 'Bunu yiyin, şunu yemeyin' diyorsa, bunu hangi bilimsel araştırmaya dayanarak söylediğini açıklayacak!" İşte bu kadar basit! Bu son derece açık ve iyi tanımlanmış sözü kim söylüyor?
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli...
Yani öküzün altında buzağı aramaya gerek yok. Bu olayı siyasileştirmenin de hiçbir anlamı yok. Gıdaya sansür filan da gelmiyor.
Amaç kamuoyu ve medyada gemi azıya alan bilgi kirliliği ve yanlış bilgilenmeye son vermek. Tohumculukla, ekmekle, süt ve süt ürünleriyle ve/veya diğer gıda ürünleriyle ilgili farklı ya da aykırı bir söz mü söyleyeceksin, kaynağını da açıkla! Sırf reyting yaratmak ve ilgi çekebilmek, medyada yer alabilmek ve gündemde kalabilmek maksadıyla tarım ve gıda sektörüyle ilgili farklı bir görüş ortaya koyacaksan, bunun bilimsel kaynağı var mı diye sormak hakkımız değil mi? Son söz; olayı çarpıtmayalım, konu basit, amaç ve hedef de belli...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.