Tarım ve gıda sektöründe yanlışlar ve gerçekler (2)
Bu önemli ve güncelliği artarak devam eden konuda, yani tarım ve gıdada uydurma ve safsataya dayalı şehir efsaneleri konusunda geçen hafta yazdığım yazıya çok sayıda mesaj geldi. Bu yazıda özellikle, Sözcü gazetesinde Soner Yalçın'ın "Yazmamız istenmiyor" başlıklı makalesinde yer alan baştan aşağı uydurma ve bilim dışı ifadelere cevap vermiştim.
Yazım, sosyal medyada da geniş yer buldu. Gelen mesajlarda, "Siz öyle diyorsunuz ama Dr. Canan Karatay, Dr. Yavuz Dizdar veya şu isimler de böyle söylüyor," mealinde değerlendirmeler var. Ama bir tane, evet bir tane 'bilimsel kaynak' ya da 'klinik rapor' yok. Sadece sosyal medyada çokça dolaştırılan şehir efsaneleri, hepsi bu!
O yüzden sizlerden rica ediyorum, itirazınız mı var? Olabilir, o zaman yanında 'kaynak' göstereceksiniz! Aksi halde filanca şöyle yazıyor şeklinde bana cevap vermenizin hiçbir anlamı yok.
UYDURMAK SERBEST - Şimdi tekrar Soner Yalçın'a dönelim. Yalçın, "Unu beyazlatmak için kullanılan E928-E924 gibi zararlı katkı maddelerinin kullanıldığını yazmamız istenmiyor," diyor. Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık, yani bilim cevap veriyor: "E928'in beyazlatıcı kullanımı yasaktır. Ekmekte kullanılmaz. E924'ün her gıdada kullanımı söz konusu değildir. Gıda muhafaza tekniğini bilmeden bunlara yorum yapmak bilim dışıdır." Yalçın yazıyor:
"Çocuklara yedirilen meyveli-aromalı süt ve yoğurdun içine katılan yapay renklendiricileri yazmamız istenmiyor." Bu alanda uluslararası bir otorite olan Dr. Nevzat Artık bakın ne diyor: "Süt ve yoğurtta doğal renklendirici kullanılır. Yapay renklendirici hiçbir gıda mevzuatında yoktur. Bu terim hatalıdır. Etiketleme yönetmeliği bilinmeden bu konularda yorum yapılamaz."
KANATLI SEKTÖRÜ - Soner Yalçın, "Tavukçulukta hormon kullanılmakta," diyor.
Bu defalarca bilim insanları tarafından yalanlanmış klişe iddiaya karşı, önce sizlere sektör hakkında kısa bilgi vereyim. Bugün dünya standartları ve kalitesinde üretim yapan kanatlı sektörü piliç eti üretiminde dünyada 10'uncu sırada yer alıyor. Yıllık cirosu yaklaşık 5,5 milyar dolar olan, 15 bin adet kayıtlı kümes ile birlikte yoğun istihdam gerçekleştiren bir tarımsal sanayi sektöründen söz ediyorum. Son 20 yılda dünya piliç eti üretim miktarı neredeyse 2 katına çıktı, Türkiye'de ise piliç eti üretimi en yeni teknoloji ve materyalin kullanılması ile 3 katından fazla artarak 2,2 milyon tona yaklaştı. 2000 yılında 9,8 kg olan kişi başı beyaz et tüketimi çok anlamlı bir artışla 2019'da 21 kg'a ulaştı.
BİLİMSEL KAYNAĞIN VAR MI -
Hormon kullanımı ile ilgili olarak, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümünden Prof. Dr. Hasan Rüştü Zorlu şunları söylüyor: "Etlik piliçlerin çok kısa sürede büyümeleri dolayısıyla sürekli spekülasyona sebep olan hormon konusu bir bilgi kirliliği örneğidir. Çünkü tavukçulukta kesinlikle HORMON KULLANILMAMAKTADIR.
Günümüz ticari etlik piliç üretiminde, ne ülkemizde ne de başka bir ülkede hormon kullanıldığına dair bir kayıt yoktur. Ticari bir faaliyet içinde hormon kullanımı gibi pratik ve ekonomik olmayan bir uygulamanın yapılması da zaten mantıklı değildir." Değerli okurlar, haftaya yine devam ediyorum. Daha tohumculuk var, kırmızı et ve yem konuları var. Son olarak bir hususa dikkat çekeyim. Gerek kamuoyunda gerekse sosyal medyada tekrar tekrar dolaştırılan uydurma şehir efsaneleri için gösterilen bir tane bilimsel kaynak bulamazsınız. Burada amaç tamamen popülizm ve ajitasyondan beslenmekten ibaret.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.