İzmir Mevlevihanesi hakkında araştırma yaparken birçok acıklı hadiseyle karşılaştım. Bunlardan biri de Girit/Hanya Mevlevihanesi mensuplarının başına gelenlerdir. Olayı bütün ayrıntısıyla İsmail Kara'nın Hanya/Girit Mevlevihanesi kitabında bulmak mümkün.
Girit adası, Osmanlı'nın önemli merkezlerindendir. Burada 1884'de bir Mevlevihane açıldı. Kurucu şeyh Konyalı Süleyman Şemsi Dede'dir. Mevlevihane ancak yarım asır yaşadı.
Osmanlı'nın en zayıf devirlerinde Hanya'da bir Mevlevihane açılması, bu kurumların hayatiyet ve yaşama azmini gösterir. O yıllarda bu şehirde 14 tane tekke vardı.
Devran döndü, Girit elimizden çıktı. Lozan Antlaşması'ndaki mübadele şartlarına göre Yunanistan ve Girit'teki Türklerle Anadolu'daki Rumlar yer değiştirdi. Mevlevihane mensupları da mübadeleyle İzmir'e geldiler.
İZMİR'E GÖÇ
İlk şeyh Süleyman Şemsi'nin kabrinden çıkarılan kemikleri mumyalanmış bezlerden yapılan özel bir torbaya kondu. Binecekleri gemi limana yaklaştığı günlerde, son şeyh Şemseddin Dede de ruhunu teslim etti. Bir hüzündür koptu. Onun da naaşı nakledilecek eşyalar arasına kondu. Topraklarını, pek çok kıymetli eşyalarını bırakarak Türkiye'ye doğru yola çıktılar.
Böylece Girit/Hanya Mevlevihanesi kurucu şeyhi Süleyman Şemsi'nin (ö. 1886) kemikleri ve ikinci şeyh Mehmed Şemseddin'in (ö. 1924) cenazesi, mübadele yıllarında İzmir Mevlevihanesi'ne taşındı. Şeyh ailesini getiren gemi 28 Mayıs 1924'te İzmir'e ulaştı, 30 Mayıs Cuma günü bayrağa sarılı ve Mevlevi sikkeli tabutlar, tarikat mensuplarının ve büyük bir cemaatin katılımıyla Topaltı semtindeki İzmir Mevlevihanesi haziresine defnedildi.
1 Haziran 1924 tarihli Saday-ı Hak Gazetesi'ndeki habere göre: Cenaze merasiminde İzmir, Manisa, Tire Mevlevihaneleri ve İzmir'de bulunan Bektaşi, Rifai, Halveti, Sa'di, Mısri gibi tarikat şeyhleri ve mensuplarıyla binlerce halk katıldı.
KABİR NAKLİ
Acılar devam etti. 1925'te tekkeler kapanınca, zaman içinde İzmir Mevlevihanesi yıkıldı. Hanya'dan getirilen merhum şeyhlere ait kabirler İzmir Balçova mezarlığına nakledildi. Hanya Tekkesi eşyalarından sakal-ı şerif Kilise (Atabek) Camii'ne; Allah, Muhammed ve dört halife levhaları İzmir Asansör Camii'ne verildi.
SONUÇSUZ GİRİŞİM
Bu aileden son şeyh Hasan Hüsnü Dede Hanya Mevlevihanesi'nin devamı olmak üzere İzmir'de ikinci bir Mevlevihane açmak istedi. Bunun için Konya şeyhi Veled Çelebi (İzbudak) ile yazışmalarda bulundu, gerekli izinleri aldı. Ağustos 1924 tarihli beratla şeyhliği de tasdik edildi.
Girit mübadili olarak, İzmir Üçkuyular semtinde mübadeleye tabi bir Rum'un çiftliğinin tapusunu aldı. Niyeti orada bir Mevlevihane binası yapmaktı. 1925'de tekkelerin kapatılmasıyla bu teşebbüsü sonuçsuz kaldı. Bu maksatla alınmış olan yer de istimlak edildi. Şimdi orada Hava Hastanesi'nin müştemilatı bulunmaktadır. Hasan Hüsnü Dede'nin kabri de Balçova eski mezarlığındadır.