Seydi Baba Parkı
Umur Bey, Seyyid Mükerremeddin külliyesi için İzmir çevresinde geniş bir arazinin gelirlerini vakfetti. Buradan hareketle bu bölgeye Seydiköy dendi. Devir 14. yüzyılın başlarıdır. Zamanla burada nüfus çoğaldı. Seydiköy işgal yıllarında tamamen yakılıp yıkıldı. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra tekrar canlandı. Mübadil göçmenlerin iskanıyla yeniden imar ve inşa edildi.
19. asrın sonlarında Seydiköy'ün yakınından Aydın demiryolu geçti. Burada yapılan istasyona Gaziemir adı verildi. İstasyonun etrafında yerleşim hızlandı. Seydiköy'ü de içine aldı ve bölge Gaziemir adıyla anılır oldu.
Seydiköy vakıf arazisini işletenlerden birisi, sırtlarda basit tarzda bir kabir yapar. Bu kabir halk tarafından devamlı ziyaret edilir ve "Seydi Baba" diye anılır.
Seydi Baba'nın kimliği hakkında yeterli bilgimiz yoktur. Seyyid Mükerremüddin'in (yani Emir Sultan türbesindeki zatın) babası Mükrem olabilir diyenler vardır. Veya buradaki vakıf arazisinin kontrolüyle görevli hal ehli birisidir.
ZİYARET YERİ
Her kim olursa olsun o bölgede asırlarca ziyaret edilmiş bir mübarek kimsenin varlığına inanıla gelmiştir. Mübadele ile Selanik'e giden Seydiköylü Rumlar anlatır: "Seydiköylü Müslümanlar gibi biz de Seydi Baba'yı ziyaret eder, mezarı başındaki çeşmeden su içer, şifa bulurduk. O suyun şifalı olduğu tecrübeyle bilinirdi. Biz Hıristiyanlar ona inanırdık. O bizim de dedemizdi."
Yakın zamanlara kadar burada bir Seydi Baba kabri ve çeşmesi olduğu biliniyor. Ziyaret edilen ve şifa umulan bir yer idi. Zamanla ihmal edilmiş ve arazinin şimdiki sahibi oraya bir ahır yaptırmış. Bu durum hassas vicdanları üzüyordu.
Nihayet Gaziemir Belediyesi bir kadirşinaslık örneği göstererek, kabrin hemen yakınında bir yeri, rekreasyon alanı olarak düzenledi ve adını da Seydi Baba koydu, tebrik ve teşekkürler.
Birkaç gün önce burayı görmeye gittim. Güzel bir çevre düzenlemesi yapılmış. Gözüm Seydi Baba Türbesi'ni aradı. Meydanda üstü çardaklı dörder sütunlu iki birim var. Sağdakinin altına, dört duvarında musluklar olan minyatür cami şeklinde bir çeşme yapılmış.
Soldaki daha geniş ve yüksek, ortada dikdörtgen bir lahit ve dört yanında yuvarlak mermer sütunlar dikili. Herhalde burası Seydi Baba'yı temsil ediyor diye düşündüm. Telefonla görüştüğüm belediye yetkilisi "Evet orası Seydi Baba Türbesi" dedi.
Hayıflanmaktan, üzülmekten kendimi alamadım. "Türbe"de bir kutsiyet, bir ruhaniyet olur, burası ise tamamen seküler bir görüntüye sahip. İnsanda hiçbir kutsallık duygusu uyandırmıyor. (Devam edeceğiz)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.