Neler olmuş neler!
Emin Çölaşan ODTÜ'de Turgut Özal'ın öğrencisi olur, dersinde kopya çektiği için azarını işitir. Özal Devlet Planlama Müsteşarı, Yalçıntaş Sosyal Planlama Dairesi Başkanı, Çölaşan da orada çalışanlardan biridir. İşini düzgün yapmaz. Mesela DPT'nin genç elemanları Van'ın Özalp ilçesinde araştırma yapmak üzere gönderilmiştir. Giden bütün uzmanlar raporunu getirip teslim etmişler, ancak E. Çölaşan rapor yazmamış, çünkü Özalp'a gitmemiştir. Sonunda işten atılır.
Bir gün Emin'in babası Prof. Ü. Nazif Çölaşan, Nevzat Bey'e gelir, gayet muhafazakar tavırlar içinde 27 yaşındaki oğlu için ricada bulunur. Yalvarır yakarır, Emin'in işe girebilmesi için referans olmasını ister. Yalçıntaş babanın ıstırabına dayanamaz ve boş bir kağıda, "E. Çölaşan güvenilir ve dürüst biridir" şeklinde bir not yazıp verir.
O yıllarda Danıştay bir muhalefet partisi gibi çalışmaktadır. Yalçıntaş'ın referans yazısı Çölaşan'ın başvuru dosyasına en önemli delil olarak konur ve mahkeme kararıyla Çölaşan DPT'ye geri döner.
***
Yalçıntaş 'Özel Gazetecilik Yüksek Okulu'nda derse girmektedir. Yılsonu sınavları yapılmaktadır. Yaz günü olmasına rağmen sınavdaki öğrencilerden birinin yanında paltosu vardır ve sürekli oraya bakmaktadır. Paltonun koluna kopya kağıdı iliştirmiştir. Nevzat hoca ikaz eder, öğrenci ukalaca cevap verir. Hoca bastırınca, "Sen beni tanımadın galiba, ben sanatçıyım, hiç filmimi izlemedin mi?" diye dikleşir. Hoca çıkmasını söyler, uzun boylu balıkçı yakalı öğrenci paltosunu alıp sinirli bir şekilde sınıfı terk eder. Bu öğrenci Tarık Akan'dır.
***
Yalçıntaş, kısa bir süre TRT Genel Müdürlüğü yaptı. O sırada TRT'de sol bir kadro hakimdi, pek başarılı olamadı. Yavuz Bülent Bakiler gibi bazı dostlarını üzdü. İlk günlerinde Bakiler'i çağırır ve TV. Daire Başkanı yapmak istediğini, kuruma atanmak için dilekçe vermesini söyler.
Bakiler, doğrudan başvurursa kendisini almayacaklarını, onun için Yalçıntaş'tan personel daire başkanına telefon etmesini, ardından dilekçesini vereceğini belirtirse de, bu isteğini kabul ettiremez. Gene de dilekçesini verir, bir hafta sonra dilekçesine olumsuz cevap alır.
Yalçıntaş'a gelir, her halde farkında olmadınız, ret cevabı verildi, der. Aldığı karşılık şudur: "Yavuzcuğum! Bu adamlar sana takmışlar be!"
Y.B. Bakiler şöyle der: "O zaman anladım ki benim sevgili Nevzat Ağabeyim o cevabi yazıyı bilerek, görerek imzalamış, önüne konulan ret yazısına itiraz etmemiştir."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.