Mehmet Demirci

Ergun Balcı şanında

Ergun Balcı 26 Temmuz 2019 cuma günü Merkez Efendi Kabristanı'nda sırlandı. 1937 doğumlu idi. İki sene evvel Türk Kültür ve Sanat Derneği'nin davetlisi olarak, bir sohbet yapmak üzere İzmir'e gelmişti. O vesileyle 22.12.2017 tarihinde bu köşede 'Ergun Balcı: Tasavvuf Müziğinin İsim Babası' başlıklı bir yazı yazmıştım.


Ergun Balcı
O günlerde zihni yer yer hafifçe dağılıyordu. Derneğin ve dinleyicilerin alâkasından dolayı çok çok mutlu oldu. Duygusal insandı. Hakkındaki yazımdan dolayı bana aşırı iltifatlarda bulundu.

Onun sanatkarlığı, musikimize hizmetleri, TRT radyosundaki mücadele ve başarıları hakkında çok şey yazılıp söylendi. Daha da yazılsa yeridir.
1970'li yıllarda HBB adlı bir özel televizyon vardı. Onun genel müdürü Ergun Bey'in yakın arkadaşaymış. Ona Mesnevi hikayelerinden hareketle programlar yapılmasını teklif etmiş. Ergun Bey bu düşüncesini bana söyledi, bir Ramazan buyunca iftar saatlerinde her gün bir hikaye üzerinde durulsa iyi olur, dedi. Ben de ona göre hazırlandım, Ramazan öncesi kayıt için İstanbul'a gittim, sonuç umduğum gibi çıkmadı. Beş veya altı kayıt yaptılar.
Bu çalışma daha sonra benim bir kitabım için bir başlangıç oldu. 'Mesnevi Hikayelerinden Dersler, 40 hikaye 40 yorum' (Vefa Yayıncılık) adlı kitabım böylece vücut buldu ve alaka gördü. Bu sebeple Ergun Balcı'ya ayrıca minnet borçluyum.
DELİ VE VELİ
Onu en iyi anlatan ifadelerden biri Yağmur Tunalı'ya ait: "Müzisyendi, radyo ve televizyon programcısıydı, yazardı, gönül adamıydı. Aşkın taşkın bir mizaçtı. Her zaman heyecanlı, her zaman uyanık bir ruhtu. Her zaman duyarak ve anlayarak yaşardı. Sevginin ve heyecanın somutlaştığını onda görürdük. Şiiri ve edebiyatı iyi bilirdi. Kalemi tam kendi mizacındadır. En yüksek duygu tonundan konuşur. Dört biyografi kitabı bu tarza örnektir.
Türk sanatlarının büyük üstadı, Mimar Aydın Yüksel, 'Ergun Balcı'ya ne diyeceğiz? Deli mi, veli mi' dedi. Sonra ekledi, 'Belki ikisi de.' Galiba öyle."
KESKİN BIÇAK
Bu yazıyı yazacağım sırada Ergun Bey'i yakından tanıyan Güner Topuz'la konuştum. Hakkında iki değerli anekdot nakletti. Biri şu: 1970'lerin başında radyoda yaptığı 'Beri gel barışalım' programı çok tutuldu. Ahmet Hatiboğlu, Arif Biçer ve Ergun Balcı'nın birlikte yaptıkları bu program için Samiha Ayverdi Balcı'ya şöyle demişti: "Hatiboğlu ile Arif bıçağın iki yüzü, sen de bıçağın ağzısın!" Gerçekten o cezbeli, cerbezeli kabına sığamayan biriydi.
İkincisi, Rahmetli Nazik Erik Hoca'nın onun hakkındaki bir sözü: "Mehmet Dede'nin ilmi Turgut Alsırt'a, aşkı Ergun Balcı'ya intikal etti." Mehmet (Örtenoğlu) Dede, Ergun Bey'in, hakkında bir kitap yazdığı arif ve alim bir Hak dostu idi. sohbetleriyle çevresindekilere feyiz dağıtmıştı.
Ergun Bey Eskişehir'de doğdu. İlkokulda Yılmaz Büyükerşen, İnan Kıraç ve Cüneyt Arkın'la sınıf arkadaşıydı. Kızı Gülyar, Fazıl Say ile evliydi, bir kızları doğdu, daha sonra ayrıldılar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.