Mehmet Demirci

‘Hak dostum hak’

20 Eylül'de İstanbul Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi'nde, Gelenekli Türk Tiyatrosu'nun simgesi olan kavuk devir töreni yapıldı. Kel Hasan Efendi, İsmail Dümbüllü, Münir Özkul, Ferhan Şensoy gibi Geleneksel Türk Tiyatrosu'nun ve tuluat sanatının ustalarının taşıdığı kavuğun son sahibi Rasim Öztekin, kavuğu Şevket Çoruh'a teslim etti. Geleneğin sürdürülmesi güzel bir şey. Ancak bu sırada Şevket Çoruh'un yaptığı konuşmadaki bir detay içimi acıttı.
"Hak dostum Hak" sözündeki "Hak" kelimesine verdiği anlamların eksikliği, sahip olduğu katı seküler zihniyeti ortaya koydu. Kimsenin inancına karışmayız.
Ama kültür tarihimizdeki apaçık bir noktayı görmezden gelmeyi anlamak mümkün değildir. Şevket Çoruh'un konuşmasındaki ilgili bölüm şöyle:
ÇARPITILAN HAK
"Geleneksel Türk tiyatrosunda meddahlar "Hak dostum hak" diye söze başlar. "Hak" demek bir emek karşılığı alacağı bulunmak, hak kazanmak demektir. (Eskiden beri tiyatrocuların emeklerinin karşılığını alamayıp maddi sıkıntı yaşadıklarını söyledi)
"Hay Hak", hak demek adalet demek, hukuka uygunluk demek, hani şu mumla aradığımız. Devlet sanatı ve sanatçıyı korur. Bu gelenek günümüzde iyi uygulanıyor (uzun alkışlar)
"Hak Hay Hak", gerçek demek, doğru demek. Doğruyu söyleyen ustalarımızın en büyük geleneği, tiyatro salonlarından çok mahkeme salonlarında arzı endam etmeleridir. Bu geleneğin temsilcilerinden ustam Müjdat gezen ve Metin Akpınar, siz seyircilerini 12. ayın 18'inde Adalet Sarayı'ndaki gösterilerine beklemektedir.
Hak, harcanmış emek demektir. Üzerimde hakkı olan ustalarıma çok teşekkür ederim. Hakkınızı helal edin. Son sözüm Hak dostum Hak." (bkz. youtube.com/ watch?v=A4WHe6_EYRo)
HAK NE DEMEK?
Kubbealtı Lugati'nde "hak" kelimesinin manaları şöyle sıralanmış:
1. Doğru, gerçek. 2. Allah, Cenabıhak, Tanrı, 3. Hukukun veya geleneğin bir kimseye tanıdığı pay: 4. Bir kimsenin, sorumluluğunu yüklenerek yaptığı bir işin maddi karşılığı.
5. Bir kimseye sarf edilen ve ancak ona layık olmakla ödenebilecek büyük emek ve gayret. 6. Hisse, 7. Esma-i hüsnadan, yani Allah'ın en güzel isimlerinden biri.
Meddahların sıkça tekrarladığı "Hak dostum Hak" sözünde bütün bu anlamların var olduğunu düşünüyorum. "Hak "kelimesini açıklayan "Şevket Çoruh'tan şuna benzer bir cümle de beklerdim:
"Hak, aynı zamanda Tanrı demek; Tanrı emeğin kutsallığını över, adaleti ve gerçeği sever."
Ama diyemiyor işte. Kendi gettosunun dışına çıkamıyor. Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'nu dolduran binlerce seyircinin çılgınca alkışları da bu anlayışı desteklediklerini gösterir. Neden bu hale geldik?
Kısa konuşmada apaçık görülen iktidar karşıtlığı, insanımızı bu kadar savurmamalı diye düşünüyorum. Evet, sanatçılar hep muhalif olur, anlıyorum. Ama halkının inançlarından ve değerlerinden bu kadar kopuk olmayı anlamıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.