Bir hak dostu Güner Topuz
Ramazan bayramı günlerindeyiz. Bu mübarek ayın 7'inci günü 17 Mart 2024 tarihinde bir değerli insan Hakk'a yürüdü. Güner Topuz 80 yıllık ömrünü dolu dolu geçirmiş bir güzel insan idi. Hayatının maddi çizgilerine bakarsak 1944'te Afyon Sandıklı'da doğdu. İstanbul Kabataş Lisesi ve İTÜ inşaat mühendisliğinde okudu.
1965-1966 yıllarında Etibank Şebeke Tesis Dairesinde proje ve kontrol mühendisi olarak görev yaptı. İstanbul, Ankara ve Erdek'te verilen görevlerde askerlik hizmetini tamamladı. 1969 yılında Ayşe Yıldız Topuz Hanımefendi ile evlendi, 1970 yılında Mehmetcan ve 1976 yılında Ali Kılıçarslan isimli oğulları dünyaya geldi.
Üç ortağın bir araya gelerek kurdukları ÜÇER Mühendislik ve Müşavirlik Firması ülkemizin farklı şehirlerinde birçok kamu ve özel kurumuna inşaat, mühendislik ve müşavirlik hizmeti sundu. Çok sayıdaıki inşaatın altyapısını tamamladı ve farklı hizmet binalarını inşa etti. ÜÇER, Eryaman Toplu Konut ve Göçmen Evleri projeleriyle müşavirlik sektörünün doğmasına ve gelişmesine öncülük etti. Bu alanda ülkemizin öncü firmalarından biri haline geldi.
MANEVİ KİMLİĞİ
Güner Topuz'un asıl önemli yönü kişiliği, düşünceleri ve manevi kimliğidir. Bir teknik adam olarak o, sayılan işleri geçimini sağlamak üzere yaptı. Bu sırada elbette düzgün çalışmaya da dikkat etti. Onun lise ve üniversite yılları, Türkiye'de 1960 İhtilalinin estirdiği sol ve sosyalist cereyanların fışkırmaya başladığı dönemlerdir. Okuduğu Kabataş Lisesi ve İTÜ gibi köklü kurumlar bu yıkıcı akımların hedef tahtasıydı.
Ama onun bir şansı vardı, iyi bir arkadaş grubuna rastladı. Bu arkadaşları sahipli, manevi dünyaları zengin, okuyan, düşünen, milli tarihimize, milli kültürümüze candan bağlı gayretli gençlerdi. Samiha Ayverdi'nin (1905-1993) evlatları idiler. Güner de okuyan, araştıran, zor ikna olan bir gençti. Nasipli insanmış ki aynı mutlu kafileye dahil oldu.
Güner içine girdiği bu maneviyat ocağında yandı, pişti, kemale erdi. Tasavvufta manevi yolculuk "cünun, fünun, sükun" diye safhalara ayrılır. Güner'in cünun devrini biraz hatırlarım. Sorar, merak eder, itiraz ederdi. Onun fünun devrini bilmiyorum, Demek ki okumuş, incelemiş, öğrenmiş ve sindirmiş. Son senelerde "sükun" devrini bütün derinliği ve zenginliği ile yaşamaktaydı. Tarihi, kültürel ve tasavvufi konuları çok iyi öğrenmiş ve içselleştirmişti. Yaşadığı Ankara'nın kalburüstü fikir ve sanat adamlarıyla dostlukları vardı.
MESNEVİ ŞEVKİ
Güner bildiklerini kendine saklamazdı. 2017'de başladığı Mesnevi sohbetlerini ömrünün son aylarına kadar devam ettirdi. Özel sohbetlerimizde aileden getirdiği Alevi neşveyle tasavvufi konuları çok iyi bağdaştırırdı. Keskinli Hasan Dede'den naklettiği şu hikmetli dörtlükler ne hoştur:
"Adem vardır cismi semiz/ Abdest alır olmaz temiz / Halkı dahleylemek nemiz/ Bilcümle vebal bizdedir."
"Asıllardan asıl nedir/ Usullerden usul nedir/ Şeriatte su pak eder/ Hakikatte gusül nedir"
Güner Topuz'u, derin mevzular konuştuğumuz uzun telefon sohbetlerimizi çok arayacağım. Merkez Efendi'de önceden hazırladığı ve yağmurlu bir günde sırlandığı kabri pürnur ve mekanı cemal cenneti olsun. Eşi, evlatları ve dostlarına baş sağlığı dilerim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.