Mehmet Demirci

Zalim felek / Zamana sövmek

1970'li yıllarda dillerden düşmeyen acıklı bir türkü vardı. İki dörtlüğü şöyleydi:
"Bir giyimlik şal mı verdi/ Bir tutacak dal mı verdi/ Tükenmeyen mal mı verdi/ Nem'alacak felek benim,
Yandım yandım kar mı verdi/ Ekşi tatlı nar mı verdi/ Sarılacak yar mı verdi/ Nem'alacak felek benim."
Türkülerimizde genellikle acılar, kederler, üzüntüler dile getirilir. Burada da hayatından memnun olmayan ve mutlu olamamış bir kimsenin şikayetleri anlatılır. Neden şikayet ediliyor? Yokluktan, yoksulluktan, sevgiliye kavuşamamaktan. Bütün bunların sebebi nedir? Bu olumsuzlukları var kılan kimdir? Türküye göre felek! Peki felek ne demektir?
FELEK NEDİR?
Kubbealtı Lugati "Felek" kelimesini şöyle açıklamış: "Gök katlarında yer alan yıldızların insan kaderi üzerinde yaptığı kabul edilen etki, kadere hakim olduğuna inanılan güç, talih, baht." Lugat, örnek olarak başka bir türkü sözüne yer vermiş: "Zalim felek ağu kattı aşıma / Ağam nerden aşar yolu yaylanın."
"Feleğin sillesini yemek": Büyük bir felaket veya zarara uğramak diye açıklanır. Böylece "felek", sanki somut, etkili kuvveti olan bir güçmüş gibi anlaşılıyor. Bu güç genellikle insanların aleyhine çalışan, onları sıkıntıya sokan bir işleve sahiptir. Namık Kemal Hürriyet Kasidesi'ne bu güce adeta meydan okur: "Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin / Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten."
Gerçekte felek diye bir şey yoktur. İnsanlar çaresiz durumlarda kaderlerinden şikayet edecek yerde kabahati feleğe yüklerler.
DEHR NEDİR?
Felek'e benzer, bir kelime daha var: Dehr. Dünya, cihan, alem, zaman, kesintisiz zaman, devir gibi manalara geliyor. Bu da hemen hemen aynı anlamda sayılır. "Dehre sövmeyiniz, çünkü dehr Allah'tır (veya Allah dehrdir)" anlamında bir hadis var. Buna göre, dehre/feleğe nisbet edilen olayların asıl yaratıcısı Allah'tır; bu sebeple zamana sövmek Allah'a hakaret sayılır. Çünkü evrendeki her şeyin yaratıcısı Allah'tır; O'nun iradesi dışında hiçbir varlık tasarrufta bulunamaz. Evet, insanların bir kaderi vardır; ancak bu işin gerçek öznesi dehr/felek değil bizzat Allah ve kişinin kendisidir.
Bir başka kutsi hadiste ise Allah' ın, "İnsanoğlu dehre hakaret etmek suretiyle beni üzüyor. Oysa ben dehrim. Otorite bendedir; gece ve gündüzü ben çekip çeviririm." dediği bildirilmiştir. Bu hadisteki "Dehr benim" ifadesi, "Dehrin sahibi benim" şeklinde yorumlanmıştır. Bu yorum, hadisin bir başka şekline göre, "Başınıza birtakım musibetler geldiğinde dehre sövmeyin ve bu musibetleri ona nisbet etmeyin. Çünkü sizi musibetlere maruz bırakan dehr değil Allah'tır. Siz ona hakaret ettiğinizde, bu hakaret gerçekte Allah'a yapılmış olur.
Şöyle teselli bulabiliriz: Feleğe/dehre kızan, ondan şikayet eden birine "Sen Allah'a mı kızıyorsun?" diye sorulsa, büyük ihtimalle "Haşa, ne münasebet!" diyecektir. En iyisi şikayeti bırakıp hayattan bir şekilde memnun olmanın yolunu bulmaktır. Son tahlilde Allah bizim iyiliğimizi ve mutlu olmamızı ister.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.