Nihan Yarkent İnce

Altyapıda kıpkırmızı alarm

Yine yağmur, yine sel.
Değişmeyen kader. Kış ortasında insanlar çaresiz. Vatandaşın "Her yağmurda korkuyoruz" feryadı. Meteorolojide renk kodları uluslararasıdır. En fenası kırmızıdır.
Kırmızı alarmın anlamı şu: Hava durumu çok tehlikeli, büyük hasar ve kayıpların oluşması muhtemel.
Ayrıca geniş bir alanda hayatı tehdit edecektir.
İzmir 1995 yılında büyük bir sel felaketiyle karşılaştı. 65 kişi hayatını kaybetti. Fatura göç ve çarpık kentleşmeye çıktı. O tarihten bugüne İzmir büyüdü, gelişti.
İzmir'de atık suların ve yağmur sularının toplanması ve uzaklaştırılması işiyle görevli olan kurum İZSU. İZSU 1995 felaketi öncesinde ve sonrasında, kentin büyümesine parelel olarak birçok yatırım yaptı. Sezar'ın hakkı Sezar'a.
Bu arada küresel iklim sorunu kapıdan içeri girdi. Dünyanın ekosistemi bozuldu. İzmir de etkilendi.
Bir aylık yağışlar bir günde yağmaya başladı. Yaşadığımız sel sorununun ana kaynağı aslında bu.
VERIM GETIRMEYECEK
Elbette küresel ısınmanın getirdiği tek tehdit bu değil. Kent iklimi, neredeyse yarı tropikal iklime kayıyor. Kış ayları sıcaklık ortalaması 12 derece iken 15 derecelere ulaşması, ılık ve yağışlı havaların sayısını da artırıyor.
Yani bir ayda yağan yağmurun bir günde yağması olayı daha sık görülüyor. Burada en önemli konu şu. Sanmayın ki bu kadar yağış verim getirecek. Aksine kuraklık artıyor.
Ve sanmayın ki ben bir meteoroloji uzmanıyım. Sanmayın ki iklim bilimcisiyim.
Bu söylediklerimi işin uzmanları en az 30 yıldır söylüyor. Bu uzmanlar 30 yıldır iklim değişiyor, şehirlerle altyapı buna göre düzenlenmeli diye bağıra çağıra söylüyor.
HEP AYNI YERLER
Her yağmurda ne oluyor peki?
Bir yerleri su basıyor. Bu yerler genelde hep aynı yerler. Aynı yollar, aynı alt geçitler. Buca, Karabağlar, Çınarlı, Mithatpaşa, Kemeraltı, Konak, Alsancak, Mersinli, Bostanlı, Karşıyaka, şehrin göbeği, şehrin çeperi. Aynı...
Su baskını oluyor. Fatura aşırı yağışa kesiliyor. Aslında aşırı yağış olmasa da normal yağmurda bile İzmir'in caddelerinin derelere döndüğünü biliyoruz. Altyapıdan sorumlu bir kurum var: İZSU. Bir İzmirli olarak kendilerini yağmur sularını uzaklaştırma konusunda başarılı bulduğumu söylemem mümkün değil. Performans sonuç ilişkisine bakıldığında sonuç ortada.
Para, yetenek, mühendis, bilim, yapabilirlik kapasitesi her türlü imkan var. Bugüne kadar İZSU'nun en büyük engelinin hep kentin coğrafik yapısı olduğunu düşünüyordum. Ama artık bundan emin değilim. İzmir, yüksek nüfuslu bir kent. Öyle bir alt yapı olmalı ki yağmur yağdığında sokakları, caddeleri, evlerin önü, kupkuru olmalı. Bu yüzden haftanın alkışı, elini taşın altına koyup bu hedefi gerçekleştirecek teknokrata.
Henüz olmasa da..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.