Çeşme otobanı şerit doğurmuş!
O misal, bizim Çeşme otobanı da şerit doğurmuş!
Bu yolu kullananlar anladı ne demek istediğimi...
Evet, emniyet şeridi!
Çeşme otobanının emniyet şeridi, özellikle gişelere yaklaşılan bölümde, bildiğin "eleğe" dönmüş...
Giren çıkan belli değil!...
****
Eve gitmek için "çılgınca bir arzu duyan insanlar", Çeşme dönüşünde ölümüne bir yarış içinde...
Arabayla slalom yapan mı ararsın, kafasına taktığı bir kask ile zırh giydiğini sanıp son sürat arabaları sollayan motosikletçiler mi...
Hadi bunlara alıştık diyelim...
Bu şuursuz gruba bir de emniyet şeridini ihlal edenler eklenmiş.
Malum bizim insanımız bayılır sürü psikolojisine...
Bir uyanık emniyet şeridine mi dalıyor...
Hooppp arkasından diğerleri geçiyor.
Bir anda Çeşme otobanının İzmir dönüşü, dört şeride dönüşüyor...
Biz "enayiler (!)", bitmek tükenmek bilmeyen bir trafikte beklerken, "zeka seviyesi tavan yapan" sürücüler, emniyet şeridinde rüzgarla yarışıyor.
İşin ilginci bu trafik ihlali kanıksanmış...
****
Otoban sahiden acı bir şaka gibi!
Bu kadar sürücü, böyle trafik ihlalleri ile nasıl kazasız yolculuk yapıyor belli değil...
Resmen katliam gibi bilançoların ucundan dönüyoruz hepimiz...
Bir kerelik geçişte en az 5 trafik kazasının kıyısından geçildiğini gördüm...
Son sürat basan adamın karşısına emniyet şeridinde park halinde bekleyen çekici çıktı mesela...
O hızla yeniden sol şeride geçti tabii...
Hele o Çeşme minibüsleri tam bir felaket!
Yine gözümün önünde, emniyet şeridine aynı anda girmeye çalışan iki minübüs çarpışıyordu...
****
Çeşme otobanında "sürücü özgürlüğü" ilan edildi de bizim mi haberimiz yok...
Baktılar kendimizi denizi atmak için böylesine çıldırıyoruz, "iyot krizi"ne girdik, kıyamayıp "hadi bu şerit de bizden olsun mu" dediler.
Yoksa bu "arsızlığın" bir bedeli var mı?
Gişe çıkışlarında bekleyen trafik polisleri, bu ihlalleri yapan sürücülere ceza kesiyor mu?
"Gel bakalım özgür çocuk... Rüzgarla dansın bedeli" diye, ellerine ceza makbuzu veriliyor mu?
Radarla hız kontrolü var da, bu ihlallerin kontrolü yapılabiliyor mu?
Yoksa yapanın yanına kar mı kalıyor?
Derin çelişkiler!
Ülkenin bir yanı yangın yeri, diğer yanı neler olduğunu anlamaya çalışıyor...
Bazılarımız olanları "bizzat yaşayarak" bazıları ise gazeteler ve sosyal medyadan takip ediyor...
Kimileri bombaların ateşi ile yanıyor kimileri ise sahil kenarında güneşlenerek...
Kabul edelim, derin çelişkiler içindeyiz...
****
Hayat, hele ki yaz ortasındaysak, ülkenin önemli bir bölümü için "her şeye" rağmen devam ediyor...
Bir şartla...
İster tatil yapıyor ol, ister sosyal medyada "eğlence fotoğrafı" paylaş, istersen meydanlarda yürü... Herkes, içten içe birilerine "bileyleniyor!"
Düşünceler ne olursa olsun, tek bir ortak noktamız var sanırım:
Herkes öfkeli...
****
Kimi bombacılara...
Kimi şehitlerimize pusu kuranlara...
Kimi tüm bu ortamda tatile gidenlere...
Kimi bunları sosyal medyada paylaşanlara...
Ve liste uzayıp gidiyor...
****
Birileri ülkenin sağına soluna benzin döküyor...
Atılacak her yanlış adım, "amacını" aşan her söz o benzine ateşle yaklaşmak demek...
Ortalıkta yeteri kadar silah var...
Bir de "öfke silahı"nı çıkarmak en büyük yanlış olacak...
****
En basit düşünce farklılığında bile diğerini "öteki" yapmak, bugünlerin en büyük hatası belki de...
Öfke yerine, "ülke sevdası" paydasında buluşmamız lazım...
Sonra bir bakmışız, "o şöyle", "bu böyle" yaftasına yapıştırıp bölüne bölüne tam da isteneni yapmışız...
Gün, birlikte olma günü...
Ve öfkeli değil sakin...!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.