Sayın Savcı! Domates değil hayat çalıyorlar!

"Salıverdim gitti" diye bıraktığınız şey muhabbet kuşu değil yahu!
Kafesten çıkarmayacaksınız, tam tersi kafese tıkacaksınız!
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Hukuk adamları, özellikle kadına/ çocuklara yönelik taciz ve tecavüzde bulunan ruh hastalarının elini kolunu sallaya sallaya gitmesine izin vermemeli.
İstanbul'da, şort giymesini gerekçe göstererek, genç bir kadına otobüste tekmeyle saldıran şahıs, ne hikmetse savcı tarafından serbest bırakıldı.
Savcı, olayı "basit yaralama" olarak gördü.
Basit derken!
Manavda domates çalmıyor yahu bu adamlar, neden oldukları travma ile hayat çalıyorlar hayat!
Kamuoyu karara isyan edince, saldırgan bu kez başsavcının talimatıyla, "Halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek" suçundan yakalandı.
Eee ben de soruyorum şimdi:
Saldırganı serbest bırakan savcıya bu kararının nedeni sorulmayacak mı?
Söz konusu savcı, ikinci gözaltı ve tutuklama kararından habersiz olanlar için, "bir kadına tekme tokat girişmenin" önünü açmadı mı?

İzmir'in Yalı Çapkını için önerge veren yok mu!

Geçen haftanın kahkaha attıran, pardon ilgiyle okunan haberi, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TBMM'de verdiği soru önergesiydi.
CHP'li vekil Gürer, "Ülke genelinde kaç güvercin ve kuş derneği var? Taklacı güvercin olarak tanımlanan kaç güvercin sahiplidir?" diye sordu.
Bu süper sorudan sonra ben de merak ettim.
Acaba İzmir'deki Yalı Çapkınları ne yapıyor? Bunlar sahiden çapkın mı?
Körfez kirliliği, flamingoların rengini pembeden kahverengiye dönüştürür mü?
Hayvanat bahçemizin sembolü Fil Pak Bahadur, ölünce niye hemen unutuldu?
Bir de onun ismi neden Pak Bahadur yahu! Niye Bahadır değildi?
Değil mi ama!
Memleketime bahar gelmiş!
Derdimiz, tasamız yok... İsviçreli bilim adamı moduna geçmiş, can sıkıntısından abidik gubidik araştırma yapıyoruz...
Lütfen İzmirli milletvekilleri, siz de böyle yaratıcılıkta sınır tanımayan soru önergeleri falan verin.
Niğdeliler kadar biz İzmirlilerin de gülmeye ihtiyacı var!

Boyoz turizmi!

Lokma, şambali ve boyoz denilince tabii ki akla gelen ilk yer İzmir...
İzmir Ticaret Odası (İTO) Başkanı Ekrem Demirtaş, üç şahane lezzetin, coğrafi tescil işareti alması için yapılan çalışmaların son aşamaya geldiğini açıkladı.
İTO, İzmir ile özdeşleşen bu üç değeri korurken, kentin tanıtımı için de farklı bir kapı açıyor.
"Lezzet turizmi!" Gerek yurt içi, gerekse yurt dışına tatile gidilirken, gezilip görülecek yerler kadar, "ne yenir, ne içilir" diye de araştırma yapılmıyor mu?
Eş, dost, o yere bizden önce gittiyse, "Bak mutlaka şundan yemelisin" diye tavsiye etmiyor mu?
Daha önce, tam da bu örneği vererek yazmıştım...
Masal kenti Brugge, o tanıtım pastasını, "çikolata" ile süslemiyor mu?
Ortaçağ'ın izlerini görmenin güzelliği mi sadece turisti getiren...
"Sokakları çikolata kokan şehir" cümlesi, Brugge'den gelen cezbedici bir davet değil mi?
Yıllardır "Biz niye turizm tanıtımlarına kendimize özgü lezzetlerimizi eklemiyoruz?" diyorum...
Sonunda boyoz, şambali ve lokma da İzmir turizmi için sahneye çıkıyor!