Hayat sallama bizi!
Ama ne yaptın İzmir!
Ben demedim mi "Dünya yıkılsa cumartesi günleri için light yazılar yazacağım" diye...
O deprem neydi öyle!
"Dünya yıkılsa" derken vallahi laf olsun diye söylemiştim...
Buyur şimdi gel de depremi yazma...
Efendim biz İzmirliler olarak depreme bir hayli alışkınız malum...
Bu doğal yer hareketi bizi genellikle nostaljik yolculuğa çıkarıyor...
Beşikte tıngır mıngır sallandığımız yıllara geri dönüyoruz...
Öyle bir rahatlık hali!
Depremle sallanan İzmirlinin klasik hareketi, 1980'lerde avizeye bakmaktı...
O yıllarda evinin salonunda avize olmayanı dövüyorlardı!
Küçük kristal taşlar, her evin "kişisel Richter" ölçeğiydi...
Avizenin taşına bakıp, deprem tahmininde bulunulurdu...
En uçtaki küçük taşlar sallanırsa "3.0", avize beşiğe dönerse zaten direkt sokağa fırlardık!
Veee işte dün sokağa fırlama hallerinden birini yaşadık...
İzmirliyiz dediysek, elimizde cesaret hapıyla dolaşıyoruz demedik!
Avizenin taşını sallayıp, ninni moduna geçiren depreme eyvallah da dünkü bizi bir hayli sarstı!
Sarstı burada çift anlamdadır sevgili okur!
"Fena korktuk" diyeceğim de kendimi tutuyorum!
Çünkü bir İzmirliye depremden korkmak yakışmaz...
Çocukluğumuz fay hatlarında ip atlayarak geçti bizim!
"Amaaan yine mi deprem" diyerek uyumaya devam ettik!
3'müş, 4'müş hattaaa 5'miş önemsemedik!
Ama ne oluyor yahu!
Dünkü depremde kendi aramızda yaptığımız tahminde "Rahat 6 şiddetinde bu deprem" dedik...
Eline çantasını montunu alan kendini dışarı atmaya çalıştı...
"Kesin bazı evler yıkılmıştır" falan dedik...
Eş, dost, ailelerimizi aradık...
Onlar bize "iyi misin" diye sordu...
Peki sonuç: 4.9!
Merkez üssü Manisa...
"Nasıl yani" dedik birbirimize...
"Bu kadar düşük şiddette bir depremi mi böyle hissettik" diye şaşırdık...
Sahiden ne oluyor?
Böyle değildi bu işler...
Biz 4-5 şiddetinde bir depremi sahiden umursamazdık!
Bu deprem gitgide daha mı çok etkiliyor bizi...
Bir tehlike, "Ben artık eskisi gibi değilim... Değiştim farkında mısınız" diye mi uyarıyor!
Yoksa evlerimiz, işyerlerimiz gitgide dayanıksız hale mi geliyor?
Sahiden, komşun hapşırdığında, evinin salonundan "çok yaşa" dediğimiz binalarda oturuyoruz artık...
Dışarıdan bakınca çok afilli gözüküyor binalar...
Kentin merkezinde mis gibi yerdeyiz falan diye seviniyor bazılarımız...
Ama son dönemlerde meydana gelen depremler, bazı gerçekleri bir kez daha sorgulatıyor...
Artık kentsel dönüşüm projesinde vitesi yükseltmek gerekiyor...
Bu memleketi yıkıp bir daha yapamayacağımıza göre, kentsel dönüşüme girmeyecek binalar için de bir çözüm şart...
Bir şey daha şart tabii!
Bizim de artık bu nostaljik yolculuğu bırakmamız gerekiyor...
Sanırım o avizelere baktığımız yıllar geri gelmeyecek...
Deprem, ninninin masumiyetini bırakıp, ürküten bir filmin senaryosunu yazıyor gibi gözüküyor...
O halde hepimiz kendi önlemimizi almalıyız...
Şöyle bir evlerimizin, işyerlerimizin dayanıklılığına bakalım...
Ne alemdeymiş!
Tamam "İzmirliyiz.. 3,4,5'lik deprem bize dokuz sekizlik ritm etkisi yapar" dediysek, önlem almayacağız demedik!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.