Demek deli numarası yapılmıyormuş!
Nazar değmesin diye duvarlara mı vursak!
Gidip adliyelerin önünde kurşun falan mı döktürsek bilemiyorum!
Bugünlerde adli vakalarda, "Evet işte bu" dedirten kararlar alınıyor...
Türkiye'nin ilk seri katili diye, "psikopat bir unvan" verilen Atalay Filiz, deli raporu alarak cezalardan kurtulmaya çalışıyordu...
Dile kolay, 3 kişiyi öldürmüştü...
Ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyordu...
Fakat, kendisi meğer deli değilmiş!
Hastaneden, mahkemeye gönderilen raporda, Atalay Filiz'in cezai ehliyetinin tam olduğu belirtildi.
O üç kişiyi, gayet bilinçli bir şekilde öldürdüğü raporla ortaya çıktı...
Bu durumda şunları anlıyoruz...
- Meğer istesen de deli numarası yapılamıyormuş...
- Akıl, "psikopat" bir beynin içindeyse bile gizlenemiyormuş!
- Ve... O akla çok da güvenmemek gerekiyormuş!
Ne diyelim...
"Deliyim. Cinayet de işlerim" bahanesinin arkasına sığınan tüm "yarım akıllara" ders olsun!
ÜÇ KURUŞLUK İŞKENCE
Bir köpeği alıyorsun...
Arabanın arkasına bağlıyorsun...
Basıyorsun gaza...
O köpeğin patileri, vücudu, sürtüne sürtüne yanıyor...
Dikiz aynasından baktığında gördüğün görüntü ciğerini yakmıyor...
O acıyı zerre kadar hayal etmiyorsun...
Sonra mı?
Sonrası kolay...
Bastırıyorsun 300 TL'yi...
Elini kolunu sallaya sallaya çıkıp gidiyorsun...
Bir hayvana işkence mi yapmak istiyorsun, bu "kabahatin" bedeli üç kuruşluk işte!
Çünkü, adı "işkence" ya da "suç" değil...
Öyle olunca da "Kabahatler Kanunu"na göre işlem yapılıyor...
Küçükken, kabahat işleyince kulağı çekilip, "Bir daha yapma emi" derlerdi, onun gibi bir şey işte...
Bir daha işkence yapma emi!
KARDEŞİM! SEN KENDİ GÖBEĞİNE BAK!
Türkiye'deki magazin muhabirlerinin şöyle bir yağ-kas oranını alsak diyorum...
Tam boy fotoğraflarını göndersinler!
Endamlarına bakalım nasıl bir şeylermiş!.
Adamlardaki güzellik çıtasının ucu bucağı yok!
Yaz sezonu açılınca, herkese bir kusur buluyorlar...
Pardon yanlış oldu!
Her kadına bir kusur buluyorlar.
O şişman...
Öteki yaşlandı...
Beriki kırıştı...
Ya bu habercilik mi?
Geçen gün yine bir kadın şarkıcının selüliti haber olmuş!
Yakın plan, bacak görüntüleri falan...
Başlıkta da "selülitli" demişler.
Eeee sen nesin?
Boy aynasına en son ne zaman baktın?
Birisi senin karsına geçip, "Kel, göbekli, çirkin" dese, ki muhtemelen "Biscolata erkeği" falan değilsiniz!
Ne hissedersiniz?
Haaa, şimdi diyecekler ki:
"Onlar sahne dünyasında. Göz önünde bir iş yapıyorlar!" Şarkılar, "bacaklarla" mı söyleniyor?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.