N'aptın be birader?

Nevi şahsına münhasır iki kardeştir Coen biraderler. Sıra dışı üslupları ile yedinci sanatın her daim gözde yönetmenleri arasında yer almıştır. Bu popülerliği Altın Palmiye, Oscar gibi ödüllerle taçlandırarak son derece ciddiye alınması gereken bir ikili olmuşlardır. Dünyada yankı yaratan Barton Fink ve Oscar'da hemen öne çıkan 'Fargo'dan beri benim de ciddi ciddi sıcak takipte olduğum sinemacılardır.
'Ciddi Bir Adam' ile Coen kardeşler belki de meslek hayatlarının en kişisel filmine imza atmışlar. Karanlık bir dönem filmi olarak tanımladıkları filmde, 'Fargo'nun geçtiği Minnesota'ya yeniden geri dönüyor iki birader. Bir Yahudi kasabasında geçen film, bir anlamda Coen biraderlerin, üniversitede öğretim görevlisi olan anne ve babalarıyla geçirdikleri çocukluklarını perdeye taşıyor. Filmin öyküsü 1967 yılında geçiyor. Orta direk fizik profesörü Larry Gopnik'in hayatı altüst olmuştur: Karısı Judith, onu havalı iş arkadaşı Sy uğruna terk edecektir. İşsiz kardeşi Arthur hala kanepesinde yaşamaktadır. Oğlu esrar almak için, kızı da estetik ameliyat için cüzdanından para aşırmaktayken Larry Gopnik daha da dibe vurmamak amacıyla üç farklı hahama danışmaya karar verir.
KARA MİZAH
Sakın sakın bu filmde Coen'lerin 'Büyük Lebowski' ve 'Nerdesin Be Birader'deki mizahını aramayın. Çok ciddi hayal kırıklığına uğrarsınız. Hatta baştaki o kısmın filmle ne alakası var diye de sorayım demeyin. Gerçekten filmle hiçbir alakası yok. Üstelik İbranice konuşuyorlar. İngilizce bilenler alt yazıyla yırtıyor. Kendi içinde şık/estetik kotarılmış bir kısa film. Bu kısa filmde başlayan 'belirsizlik' film boyunca sürüp gidiyor. Bugüne kadar daima sinemayı referans alarak film yapan Coen biraderler ilk kez gerçek hayatı referans alarak film yapıyor. Film ilerledikçe sorular yumağı giderek büyüyor ve ne yazık ki hiçbir soruya cevap bulunamıyor.
Filmin ana karakteri Larry'nin üniversitede fizikçi olması da önemli bir unsur. Larry derste öğrencilerine bildiği tüm fizik kurallarını anlatıyor ama bu kurallar maalesef gündelik hayatta onun hiçbir işine yaramıyor. Akıl hocası olarak danıştığı hahamlar ise ona 'Kim bilebilir'den başka bir cevap veremiyor. İnanç Larry için evreni yöneten esasları açıklayan bir şey değil, yaşadığı toplumu ve kendi dünyevi hayatını yöneten bir şey. Bu nedenle de iyi bir Musevi olarak inancından pratik sonuçlar bekliyor.
'İhtiyarlara Yer Yok' ile Oscar'a damgasını vuran Coen'lerin film kariyerlerine nasıl devam edeceklerini merak ediyordum. Bu nedenle 'Ciddi Bir Adam' Coen'lerin kendilerini tekrarlamadıkları bir çalışma olmuş. Hatta bir ara merak ettim hangisi Larry diye. Coen'ler bence ilk kez Yahudiliğin altını çizerek bir kara mizah yapıyorlar. Bu nedenle de 'Ciddi Bir Adam'ın efsane yönetmen 'Woody Allen'in tarzına daha yakın olduğunu söyleyebilirim. 'Ciddi Bir Adam' ciddi katılım gerektiren bir film. Yoksa baştan itibaren film dışı kalmış olursunuz. Sabırlı olun ve sonuna kadar dayanın. Gerçek bir Coen biraderler fanıysanız, adı bir türlü koyamayacağınız bir sinema keyfi alacaksınız. Ama Coen'leri tanımıyorsanız o zaman yandınız demektir. Bitmek bilmek bir Yahudilik destanı gibi.
ÜNLÜLERE YER YOK
Daha önceki filmlerinde genellikle tanınmış isimleri seçen Coen biraderler bu kez bu kurallarından da vazgeçiyorlar ve tanınmamış isimlerden oluşan bir oyuncu kadrosu kuruyorlar. Larry Gopnik'i canlandıran Michael Stuhlbarg'a çok iş düşüyor. Dizilerde küçük roller oynayan oyuncu Larry de harikalar yaratmış. Aynı şekilde diğer oyuncular da fazlasıyla iyiler.
Eğer, baştan sona Yahudi aile hayatı bize ağır derseniz iki önerim var. Bir: Yahudi filmi izlemek istiyorsanız size 'Gözleri Tamamen Açık'ı öneririm. Bir Başyapıt. İki: 'Yok, Yahudilik olmasın ama profesörlü film olsun' derseniz buyurun 'A Single Man.'
DVD'leri piyasada mevcut.
İyi seyirler.