Heeeeeeyt! Savulun "Jaden Smith" geliyor
12 yaşındaki Dre, Detroit'te mutlu bir hayat sürmektedir. Fakat annesinin işleri nedeniyle Çin'e taşınmak zorunda kalınca bir anda hayatı alt üst olur. Çin'deki yaşama uyum sağlamaya başlayan Dre, sınıf arkadaşı Mei Ying'e aşık olur. Mei Ying'te Dre'den hoşlanmaktadır, ama aradaki kültürel farklılık bu dostluğu zora sokar. Üstelik okulun karate yıldızı Chang de belalısı haline gelir. Dre için yaşam tam düzene girerken bir anda yine işler tersine döner. Chang ve arkadaşlarının dövdüğü Dre, bir Kung Fu ustası olan Mr. Han'la tanışınca iyi bir dövüşçü olmak için onun yardımını ister. Mr. Han ise bu sporun dövüş ve şiddet için değil, olgunluk ve kontrole için kullanıldığını küçük öğrencisine öğretmeye kararlıdır...
HAYAT DERSLERİ
David Karadine'nin yorumuyla ölümsüzleşen 'Kung Fu' dizisindeki 'Cekirge Caine ve ögrencisi Po' sanıyorum pek çoğumuzun hala hafızasında. 'Karade Kid'deki 'Dre' ve ögretmeni 'Mr. Han'la olan ilişki de işte bu unutulmaz ögretmen/ögrenci ilişkisini hatırlatıyor. Gerçi Mr. Han çok derin, filozofik boyutu olan bir karakter değil. Mr. Han daha çok baba kıvamında. Üstelik buradaki dersler Kungfu tekniğinden ziyade hayat dersleri. Özellikle ceket asma sahnesine dikkat. Ceket asmanın bile bir usulü var. Bunu yapamayan hayatına da yön vermez.
İlk çevrilen "Karate Kid" (1984) Amerika'da geçiyordu. İkinci çevrimde hikaye Cin'in başkenti Pekin'e taşınmış. Cin'in bugünkü dünya düzenindeki yerini görmemiz açısından çok doğru bir tercih. Ayrıca, Pekin Olimpiyatları'na ev sahipligi yapan mimari harikası 'Kuş Kafes Stadyumu', 'China Central TV' gibi Çin'in modern yüzüyle 'Çin Setti', 'Gölge Tiyatrosu' gibi geleneksel yüzünü de film boyunca gorebiliyoruz. Yani filmin sonunda Çin'in (ve bu filmin) sadece 'Kung Fu'dan ibaret olmadığını anlıyoruz. Filmin başındaki o ceket asmadaki kuraldan yola çıkarsak, hayatın kurallarını iyi oynayan Çin'in nereden nereye nasıl geldiğini daha iyi anlamak mümkün.
BİR YILDIZ DOĞUYOR
Filmdeki oyunculuklar parmak ısırtacak kadar şaşırtıcı. "Dre'yi canlandıran "Jaden Smith" oyunculuğuyla yeni bir yıldızın doğduğunu şimdiden mujdeliyor. E babası "Will Smith" olursa Jaden'in de yetenek zengini olması çok normal. Daha önce "Umudunu Kaybetme" ve "Dünyanın Durduğu Gün"deki kısa rollerde gözüken Jaden Smith, eline geçen fırastı çok iyi değerlendiriyor. Bu arada itiraf ediyorum: Hayatımda ilk kez 'Jackie Chan'i oyuncu olarak ciddiye aldım ve beğendim. Tabii ki unutulmaması gereken bir diğer isim de Dre'nin annesini oynayan Taraji P. Henson. "Benjamin Button"daki rolüyle harikalar yaratan Taraji gene dokturuyor.
Benim için sürpriz bir film olan 'Karate Kid'i beklentimin otesinde buldum. Asla ve asla sıradan bir Kungfu filmi degil. Tam tersine anne ve babaların çocuklarıyla birlikte seyredeceği, tam bir aile filmi. "Karate Kid' bana Uzakdoğu atmosferinden olsa gerek, "Elveda Cariye", "Hero" ve "Altın Çiceği Laneti' gibi filmleri hatırlattı. Şimdi onları yeniden seyretmek istedim. Meraklısına bir de David Gilmour'un yazdığı "Film Kulübü" kitabını hararetle tavsiye ederim. Filmlerden alacağımız ne çok ders varmış meğerse.
İyi seyirler.
Haftanin Filmi
Dehşete 3 D Boyut
Sinemada 3 D çılgınlığı şimdi de "Pirana"larla devam ediyor. Her yıl Bahar Tatili'nde Victoria Gölü'nün nüfusu 5.000'den 50.000'e fırlar. Kasaba güneşlenmek, eğlenmek ve bol bol içki içmek isteyen insanların akınına uğrar. Ama bu yıl, bu küçük kasabada, kasaba yerlilerinin sarhoşlarla ilgili şikayetlerinin yanına bir yenisi daha eklenecek. Yeni bir dehşet dalgası Victoria Gölü'nde açığa çıkmak üzere. Gölde insan yiyen balıkların ortaya çıkmasından sonra bir grup yabancı, bölgenin keskin dişli yeni sakinlerine balık yemi olmamak için bir araya gelecek ve dehşet saçan canavarlara karşı işbirliği yapacaklardır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.