Kim Bu Kız?
SOLUKSUZ İZLENECEK
"Ejderha Dövmeli Kız" kitabında olduğu gibi filminde de soluksuz izlenecek bir hikaye vaat ediyor. Niels Arden Oplev'in yönettiği film, edebiyatta bir nevi ekol olan İsveç polisiyesinin estetik anlamda sinemadaki en güzel uyarlamalarından biri. Hikaye gelenekle yeniliği çok güzel bir şekilde harmanlıyor. Mesela bu tür hikayelerde aile içi çıkar çatışması ve aç gözlülük cinayet sebebini oluştururken, "Ejderha Dövmeli Kız" da bunu yerine karşımıza kadın düşmanlığı ve ırkçılıkla örülü kapkara bir tablo çıkıyor. Ayrıca toplumsal hastalıklardan bir köprü uzatıp, devletteki hastalıklara el atıyor
"Ejderha Dövmeli Kız" sadece finaldeki "suç"u aydınlatmaya yönelik bir yol/hikaye izlemiyor. Olayları çerçeveleyen bilgiler de filmin dokusunda hayati bir yer tutuyor. Yazar Stieg Larsson sadece bir suç silsilesi anlatmıyor. Onların çevresine bir dünya da kurmaya çalışıyor. Yakın tarihimizde geçen kabus gibi olaylar bunlar maalesef. Yönetmen Niels Arden Oplev filmin iç içe geçen iki ayrı öyküsünü " tek bir esrar perdesi" gibi tutuyor. Hem de büyük bir başarıyla. Yönetmen kadar Eric Kress ve Jens Fischer'in görüntüleri çok başarılı. Stockholm'un sokaklarından Hedeby Adası'na kadar hemen her görsellik hikayenin gizemine hizmet ediyor.
Kuşkusuz roman/yönetmen kadar bu filmin en önemli kozu Lisa Salander'i canlandıran Noomi Rapace ve Mikael Blomkvist adlı gazeteciyi canlandıran Michael Nyqvist. Noomi kitaptaki karakterle fiziksel olarak fazlasıyla örtüşüyor. Karşısındakinin sinirlerini bozacak derecesindeki suskunluğu insanı gerçekten etkiliyor. Lisa'nın beden dili onun epey bir çetin ceviz olduğunu aynı zamanda da yaralı bir karakter olabileceğinin ipuçlarını hemen veriyor. Bu etkiyi yaratırken Noomi Rapace'in yeteneği adeta konuşuyor. Michael Nyqvist ise rolüne cuk diye oturuyor. Fiziksel olarak bile "güvenli liman" hissini hemen veriyor. İki oyuncunun birbirlerini tamamlayan ilginç bir kimyaları var. İsveç edebiyatında doğmuş bir kahramanı yine İsveç sinemasının beyazperdeye aktarması son derece yerinde olmuş. Çok fazla örneğini izleyemediğimiz bu sinema hakkında iyi bir fikir veriyor. Gerek kitabı gerek filmi ile "Ejderha Dövmeli Kız" polisiye türün son yıllardaki en örneği. İlgi yüksek olunca Hollywood'da kitabı uyarlamak için hemen kolları sıvadı. Tek tesellimiz yönetmen koltuğunda David Fincher'in olması.
İyi seyirler.
Haftanın Filmi
Annemi Öldürdüm
Cannes'ın en çok konuşulan filmlerinden olan Annemi Öldürdüm, aynı zamanda Kanada'nın Oscar aday adayı olmuş bir yapım. Filmin merkezinde, annesini sevmeyen lise öğrencisi Hubert var. Annesinin düzenbazca manevralarından ve suçluluktan bunalmış, onu küçümsemekten kendini alamıyor. Bu aşk/nefret ilişkisinin kafa karışıklığıyla Hubert ergenliğin gizemlerine sürükleniyor. Sanat filmi sevenler kaçırmasın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.