Şeytan bunun neresinde?
GİŞE GARANTİLİ
Masal tadında tarihi filmler yapmak Hollywood'un gişe garantili formüllerden biri. Bu tarz konular şimdilerde bir de görsel efektlerle desteklenerek daha da cazip hale getirilmeye çalışılıyor. Karşımızda tıkır tıkır formüllere uymuş bir film var ama ne yazık ki sinema adına yenilik bir şey yok. Haçlı Seferleri sonrasında genç bir kız cadı diye tutuklanır. O aynı zamanda vebanın da baş sorumlusudur. Severac Dağı'nın ardındaki bir manastıra götürülmesi ve oradaki kutsal kitaplardaki yöntemlerle yok edilmesi gerekir. Buraya kadar her şey gayet klasik anlamda ilerler. Severac'daki manastıra gelindiğinde kız ve içinde gizlenmiş olan "şey" birden ortaya çıkar. Ve görsel efektlerin desteğiyle de hem manastırı hem de filmi ele geçirir.
Son yıllara şöyle bir göz attığımızda masal-tarih film türünde "Yüzüklerin Efendisi"nin adını hemen yazabilirim. Gerçekten sinemanın sınırlarının zorlandığı, sinema adına yeniliklerin yaratıldığı bir seriydi. Umberto Eco'nun başyapıtı "Gülün Adı"nın sinema uyarlaması en az romanı kadar başarılıydı. O da Ortaçağ'da bir kilise de geçiyordu ve hiçbir görsel efekte yaslanmadan olağanüstü bir başarıyı yakalıyordu. Eğer derdimiz şeytansa William Friedken'in 1970'lerin başlarında çektiği "Şeytan" bugün bile aşılamamış bir başyapıttır. İlla içinde cadılık olsun diyorsanız "Cadı Kazanı" filmi ve oyunu bir başka alternatif olabilir.
İYİ BİR EĞLENCELİK
"Cadı Mevsimi"ni bu filmlerin yanına ancak iyi bir eğlencelik film olarak koyabilirim. Gerçi filmin atmosfer oluşturma ve görsel efekt yaratmadaki başarısını da yadsımamamız gerekir. Kurtların kızı kurtarmaya gelişi (her ne kadar Alacakaranlık'ı hatırlatsa da), finaldeki manastırda yaşananlar filmin başarısına katkıda bulunacak planlar. Bütün bunlara rağmen Hollywood'un yaratıcılık açısından ciddi bir krizde olduğunu söylemek mümkün. Başrole kimi koyarsanız koyun, muhteşem şekilde filmin kaybetmesine kimse mani olamıyor.
STARLARIN KADERİ
Oscar'ın laneti Nicholas Cage'e de bulaştı diye düşünüyorum. "Leaving Las Vegas"la en iyi erkek oyuncu Oscar'ını alan, "Vahşi Duygular"daki oyunuyla parmak ısırtan Cage'in bunca başarıdan sonra bu tarz gişe filmlerinde ne işi var? Bir önceki filmi de "Sihirbazın Çırağı" gibi tam bir çoluk çocuk filmiydi. Onu ne zaman gerçek bir sinema filminde izleyeceğiz merak ediyorum doğrusu.
Haftanın Filmi
Benim Adım Aşk
Milan'ın köklü ailelerinden Recchi ailesi için her şey, sahip oldukları şirketin hisselerini Tancredi ve oğlu Eduordo Jr. arasında bölüşme kararıyla birlikte değişir. Eduordo aile işlerine devam etmek yerine, yetenekli bir şef olan Antonio ile birlikte bir restoran açmayı düşünmektedir. Bir Rus göçmeni olan ve İtalya'daki yaşama uyum sağlamaya çalışan Emma'nın tüm düzeni, Antonio'ya aşık olması ile bozulur. Bu tutkulu aşk hikayesi tüm ailenin dengelerini alt üst eder. Filmin başrollerini Oscarlı Tilda Swinton ve Flavio Parenti paylaşıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.