Nefes nefese insan avı!

Uzaylılar bir kez daha beyazperdeyi istila ediyor. Merakla beklediğim ve farklı bir bilimkurgu filmi iddasını taşıyan "Dünya İstilası: Los Angeles Savaşı" filmi nihayet bu sinemalara arzı endam etti. Geçen yılın sürpriz filmi "District 9/Yasak Bölge"den sonra nasıl bir uzaylı filminin çekileceğini merak da ediyordum doğrusu. Bu anlamda "Dünya İstilası: LA Savaşı" beni hayal kırıklığına uğratmadığı gibi fazlasıyla mutlu etti. Yönetmen Jonathan Liebesman, 'uzaylılar' gibi sakız olmuş bir temaya duyarlı bir dünyalı olarak yeni bir bakış açısı getirmiş ve iddiasının arkasında başarılı bir filme imza atmış. Bu bakış açısından önce, filmin hikayesi kısaca şöyle: Yıllar boyunca UFO görülmesi vakaları, 2011dünyanın bilinmeyen güçlerin istilasına uğramasıyla korkunç bir gerçek haline dönüşür. Büyük şehirler düşerken, Los Angeles insanlığın son cephesi haline gelir. Bir deniz piyadesi başçavuş ve yeni taburu, kumda bir sınır çizgisi çekerek düşmana karşı mücadeleye girişir.
NAZİ SUBAYLARI
Yönetmen Liebesman, saldıranların uzaylı olduğunu hemen başta gösterip, uzaylıları sonlara saklasa da birden bire seyirciyi bir savaşın tam ortasında bırakıyor. (Hele şimdi Libya konusu bu kadar sıcakken). Orası hangi cehennem diye düşünüyorsunuz. Irak mı, Afganistan mı? Amerikan ordusu yoksa Hitler'in Nazileri ile mi savaşıyor... Ordu nasıl bir uzaylı tipi ile karşılacağını bile bilmeden L.A'yı savunmaya başlıyor. Bu, filme ilgiyi artırıyor, savaşın gerçekliğini perdeye aktarmada başarı getiriyor. Görsel olarak kameramanların oyuncularla birlikte hareket ederek uzaylılarla dövüş sahnelerinde yer alması gerçeklik hissini daha da pekiştiriyor. Bir başka fark da uzaylılar istilasının bir askerin bakış açısıyla sinemalaştırılması. Daha çok Vietnem üzerine çekilen 'Müfreze', 'Avcı' gibi filmlerde kullanılan bu bakış açısı ilk kez bir uzaylı filminde karşımıza çıkıyor.
Anlatımdaki yenilik ve farklı çekim teknikleriyle, film seyirciyi ordudaki neferlerden biriymiş gibi filmin içine alıyor ve bu savaşın bir parçası haline getiriyor. Film bitti, ben de bittim bile diyebilirim. Filmin sonunda gerçek bir savaştan çıkmış gibiydim. Yönetmenin uzaylı istilası gibi bir filmde dram ve aksiyon arasındaki dengeyi mizahla dengelemesi son derece yaratıcı. Yani bu uzaylı epey esprili.
Aaron Eckhart tıpkı rolünde olduğu gibi oyuncu olarak filmdeki oyuncuların liderliğini üstleniyor. Duygusal dünyasındaki açmazları canlandırırken başarının en üst noktasına çıkıyor. Eckhart'ın karşısında ise son yılların parlak oyuncusu Michelle Rodriguez var. Sinema sevenler onu 'Ustura' ve 'Avatar'dan hatırlayacak.
"Dünya İstilası: Los Angeles Savaşı" sıradan bir uzaylı filminden çok daha fazlası. Bu nedenle (kuşkusuz DVD değil, sinema salonlarında) ilginizi de fazla fazla hak ediyor.
İyi seyirler.
Not 1: 'Kader Ajanları'nı çok geç seyrettim ama bayıldım. Eğer, "Inception/Başlangıç" tarzı filmlerden hoşlanıyorsanız kesinlikle kaçırmayın.
Not 2: Haftaya İstanbul Film Festivali başlıyor. Seyahat programınızı yaparken bu festivali dikkate alın.