Filmlerinle bin yaşa Yüksel!
Gelelim bu organik komedinin hikayesine: Ege'nin şirin köylerinden biri olan Efeköy, bir grup ekolojistin evleri, tarlaları değerinin üzerinde fiyatla satın almasıyla yeni bir kimlik kazanır. Köyde organik tarım ve turizm başlar. Bu sırada köyün yakınlarında bir termik santral yapılacağı haberi gelir. Para kazanma hevesiyle sevinen köylülerle buna karşı çıkan çevreciler karşı karşıya gelir.
1990'larda kapitalist düzende tüketim toplumunun birer canavarı haline gelen şehirde yaşayanlar, daha insanca bir hayat için doğaya dönme fikri çerçevesinde buluşur. Termik santralların -Gökova- yapılması da bu yıllara denk gelir. Köylüler iş için şehre göç ederken, okumuş yazmış bir kesim de doğal yaşamak için dağda bayırda kendisine alternatif yaşama düzeni oluşturmaya çalışır. Hal böyle olunca Yüksel Aksu da sıkı bir kara mizahla iki tarafı da sarakaya alıyor.
GELENEKSEL MİZAH
Yüksel Aksu, hem geleneksel mizahtan besleniyor hem de ünlü tiyatrocu Brecht'ten. Kendisinin de aralarında olduğu müzik topluluğu ile anlatıcı rolünü üstlenerek filmin hikayesinin aralarına giri giriveriyor ki, Brehtçi bir tavırla filmi fevkalade sürüklüyor. Yönetmen üslubunda Dümbüllü, Hoca Nasrettin gibi geleneksel mizahın figürlerinden esinlenerek batının modern formlarını bir sentezde buluşturuyor.(Mürekkep yalamış bir sinemacıdan da bu beklenir.)
Efeköy tipik bir kırsal fakat "Aşırı" adında her şeyi solcu bakış açısıyla çözmeye çalışan bir sakini var. Bu karakterle Aksu nalına da mıhına da dokunduruyor. Aşırı, tam Türk solu gibi bol çene, sıfır icraat çekiyor. Yönetmenin dediği gibi: "Türk solunun büyük sorunu çok laf ama hiç iş yok." 1990'larda sosyalizmin hakkın rahmetine kavuşmasıyla o dönemin solcuları da tıpkı "Aşırı" gibi depresyona bir girdi, halen çıkmak nasip kısmet olmadı.
EKOLOJİK ANARŞİSTLER
Katrin'e ne demeli? Sen işi gücü bırak, ekolojik anaşirst ol. Yetmezmiş gibi babayiğit Türk delikanlısına aşık ol. Avrupalı erkekler hormonlu, Türk erkekleri ekolojik olduğu için mi acaba. Entelköy sakinlerine gelince, her biri önce birer karikatür tip gibi gözükse de günlük hayatta pek çoğunun karşılığını görmek mümkün. Filmin oyuncu seçimine gelince: Muhtar rolündeki Şahin Irmak adeta filmi tek başına sırtlanıyor. Çok başarılı. Aktivist Katrin'de Ayşe Bosse, kendisi de çevreci olan müzisyen Nejat Yavaşoğulları rollerine cuk oturmuşlar. Diğerleri ve özellikle amatörler tam bir takım oyunculuğu gösteriyorlar. Bu başarı da aslan payı Yüksel Aksu'nun. Çok kalabalık sahnelerdeki yönetimi dört dörtlük. Hele hele köy meydanındaki Enteller'in konserini Efelerin basması ve sonra da birlikte konsere devam etmelerine bayıldım.
"Son dönemde içi boş o kadar çok yerli komedi izledik ki" diyenlere, ben de içi fıkır fıkır mesaj dolu "Entelköy Efeköy'e Karşı" filmine buyurun diyorum.
Yeni bir Yüksel Aksu komedisini de fena halde merakla bekliyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.