"Bağımsız"lar İzmir'de!
Gözünüz aydın! "Film Ekim"den sonra şimdi sıra IF Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali'nde. İstanbul ve Ankara'nın hemen ardından festival, 28 Şubat-03 Mart tarihleri arasında İzmir'de. Dünyanın önemli festivallerinde ödül almış, takdir görmüş filmleri izlemek için büyük şans.
Bu sene IF'in seçkisi gerçekten müthiş. Kelimenin tam anlamıyla boş yok.
Hatta festivalin dışında izleme şansım olmadığını düşünerek kendimi şanslı bile hissettim. IF'i "Cinemaximum Forum Bornova" ve "Fransız Kültür Merkezi"nin salonlarında takip edebilirisiniz. Ayrıntılı bilgiyi www. ifistanbul.com sitesinden edinebilirsiniz. Biletlerinizi önceden almanızda fayda var. Benden söylemesi.
IF İÇİN ÖNERİLERİM:
Ha-Sippur Shel Yossi/Yossi: Bir aşk bizi parçalayacaksa, başka bir aşk tekrar bir araya getirecektir. Duygusal yoğunluğu yüksek olan bu film İsrail Sineması'nın başarılı çalışmalarından.
Samsara: Baraka'nın yönetmeni Ron Fricke'nin yirmi yıl sonra çektiği ilk film. Doğanın sonsuz döngüsü anlamına gelen Samsara doğum, ölüm, yaşam ve reenkarnasyonu konu ediniyor. Ruhani bir sinema yolculuğu!
Rebelle/Savaş Cadısı: Bir kabus, iki hayal ve çok sayıda hayalet arasında sessizce gezinen, seyirciye dokunabilen bir film. Burma'da on dört yaşındayken anne ve babasını öldürmeye zorlandıktan sonra çocuk asker olarak yetiştirilmek üzere kaçırılan Komona'nın öyküsü Kanada'nın Oscar adayı.
Not Fade Away/Sen Gitmeden Önce: Hiçbir dönem 60'lar kadar romantize edilmeyi hak etmiyor. Rock'n roll gençler için kurtuluş, aileleri içinse bir yıkımdı. Fakat kültürel olarak büyük bir iz bıraktı. Müzikseverler özellikle kaçırmasın.
Pusher: Adrenalin dozu yüksek bir film. Temposu ve görselliğiyle aklınızdan çıkamayacak bir polisiye. IF'ın favorilerinden.
Da-reun na-ra-e-suh/Bambaşka Bir Ülkede: Isabelle Huppert, Mohang kıyısında küçük bir otelde konaklayan üç farklı kadını canlandırıyor. Üçü de Fransız, üçünün de ismi Anne, üçü de aynı insanlarla, benzer tuhaf durumlarla karşılaşıyor. "Başkalığın" zeki, kurnazca, tuhaf ve eğlenceli bir yorumu diyebiliriz film için.
Stories We Tell/Anlattığımız Hikayeler: Sarah Polley oldukça kişisel bir meseleden yola çıkıyor ama bunu kendi hikayelerimizin bizi birey ve aile olma yönünde nasıl şekillendirdiğini araştıran büyüleyici bir yolculuğa dönüştürüyor. Hikayeler ve görsellik müthiş.
Frances Ha:Siyah-beyaz bir başyapıt. Woody Allen'ın Manhattan'ını hatırlatan nefis görüntüler, Greta Gerwig'in akıldan çıkmayacak doğaçlama anlarla dolu performansı. Aşkla çekilmiş bir film.
Love, Marilyn/Sevgiler, Marilyn: Monroe'nun ortaya yeni çıkan kişisel mektuplarına ve günlüklerine dayanan belgesel Marilyn efsanenin tesadüf olmadığını gösteriyor.
The Paperboy/Gazeteci Çocuk: Irkçı bir dünyada işlenen bir cinayeti irdeleyen bir film. Nicole Kidman ve John Cusack radikal rollerde muhteşem!
IF'te keyfiniz bol olsun. İyi seyirler.
Bu sene IF'in seçkisi gerçekten müthiş. Kelimenin tam anlamıyla boş yok.
Hatta festivalin dışında izleme şansım olmadığını düşünerek kendimi şanslı bile hissettim. IF'i "Cinemaximum Forum Bornova" ve "Fransız Kültür Merkezi"nin salonlarında takip edebilirisiniz. Ayrıntılı bilgiyi www. ifistanbul.com sitesinden edinebilirsiniz. Biletlerinizi önceden almanızda fayda var. Benden söylemesi.
IF İÇİN ÖNERİLERİM:
Ha-Sippur Shel Yossi/Yossi: Bir aşk bizi parçalayacaksa, başka bir aşk tekrar bir araya getirecektir. Duygusal yoğunluğu yüksek olan bu film İsrail Sineması'nın başarılı çalışmalarından.
Samsara: Baraka'nın yönetmeni Ron Fricke'nin yirmi yıl sonra çektiği ilk film. Doğanın sonsuz döngüsü anlamına gelen Samsara doğum, ölüm, yaşam ve reenkarnasyonu konu ediniyor. Ruhani bir sinema yolculuğu!
Rebelle/Savaş Cadısı: Bir kabus, iki hayal ve çok sayıda hayalet arasında sessizce gezinen, seyirciye dokunabilen bir film. Burma'da on dört yaşındayken anne ve babasını öldürmeye zorlandıktan sonra çocuk asker olarak yetiştirilmek üzere kaçırılan Komona'nın öyküsü Kanada'nın Oscar adayı.
Not Fade Away/Sen Gitmeden Önce: Hiçbir dönem 60'lar kadar romantize edilmeyi hak etmiyor. Rock'n roll gençler için kurtuluş, aileleri içinse bir yıkımdı. Fakat kültürel olarak büyük bir iz bıraktı. Müzikseverler özellikle kaçırmasın.
Pusher: Adrenalin dozu yüksek bir film. Temposu ve görselliğiyle aklınızdan çıkamayacak bir polisiye. IF'ın favorilerinden.
Da-reun na-ra-e-suh/Bambaşka Bir Ülkede: Isabelle Huppert, Mohang kıyısında küçük bir otelde konaklayan üç farklı kadını canlandırıyor. Üçü de Fransız, üçünün de ismi Anne, üçü de aynı insanlarla, benzer tuhaf durumlarla karşılaşıyor. "Başkalığın" zeki, kurnazca, tuhaf ve eğlenceli bir yorumu diyebiliriz film için.
Stories We Tell/Anlattığımız Hikayeler: Sarah Polley oldukça kişisel bir meseleden yola çıkıyor ama bunu kendi hikayelerimizin bizi birey ve aile olma yönünde nasıl şekillendirdiğini araştıran büyüleyici bir yolculuğa dönüştürüyor. Hikayeler ve görsellik müthiş.
Frances Ha:Siyah-beyaz bir başyapıt. Woody Allen'ın Manhattan'ını hatırlatan nefis görüntüler, Greta Gerwig'in akıldan çıkmayacak doğaçlama anlarla dolu performansı. Aşkla çekilmiş bir film.
Love, Marilyn/Sevgiler, Marilyn: Monroe'nun ortaya yeni çıkan kişisel mektuplarına ve günlüklerine dayanan belgesel Marilyn efsanenin tesadüf olmadığını gösteriyor.
The Paperboy/Gazeteci Çocuk: Irkçı bir dünyada işlenen bir cinayeti irdeleyen bir film. Nicole Kidman ve John Cusack radikal rollerde muhteşem!
IF'te keyfiniz bol olsun. İyi seyirler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.