Wolverine'den Uzakdoğu açılımı
Marvel'in kahramanlarından en sevilenlerden Wolverine'le ilk olarak 1974'de tanışmıştık. X-Men zamanla fenomene dönüşürken Wolverine'de -bu serideki kahramanlardan biri olarak- kendi macerasını yaratmayı başardı. Hatta 2009'da tek başına sinemada da iddialı bir kahraman olabileceğini ispatlar.
İlki çok sevilmiş olmalı ki ikinci macerasıyla sinemalara sık bir aksiyon getiriyor. Bu kez kahramanımız Japonya'da karşımıza çıkıyor. Wolverine, mutantların yanı sıra samurayların da işin içine karıştığı bir macerayla yaz keyfimize keyif katıyor doğrusu. Dilerseniz önce özet diyelim, filme sonra geçelim.
Mutantlar ve samuraylar
Wolverine, Jean Grey'in ölümünün ardından depresyona girer ve kimliğinden kurtulmak ister. Yıllar önce hayatını kurtarmış olan bir arkadaşının kendisinden yardım istemesi sonucu Japonya'ya gidip onu görmeye karar verir. Burada kendisine ölümsüz olmaktan kurtulup ölümlü bir canlıya dönüşmesi önerilir. Ancak bu sırada Silver Samurai isimli ölümcül bir düşman edindiğinin farkında değildir. Bu düşmana acımasız Viper'ın da eklenmesiyle, tarihi bir savaş başlar. Wolverine bu savaş sürerken, mutant yanına ve geçmişinden gelip kabusu olan bir gizeme karşı da mücadele etmek zorunda kalır.
Wolverine karakterine hayat veren Huhg Jackman, "Anarşiyi hayatının merkezine yerleştirmiş bir karakterin, gelenekçi ve onuruna düşkün insanlardan oluşan bir toplumun içerisinde yolunu bulmaya çalışması gerçekten ilginç" olarak nitelendiriyor bu macerayı. Alışılmış mutant yoğunluğunu filmde bulamasak da vaat ettiği sıkı bir aksiyon ve eğlenceyi fazlasıyla yerine getiriyor. Bence Uzakdoğu dövüş sanatları başlı başına aksiyonunun ateşlenme nedeni. Hoş bunda da garantili sularda yüzdüğünü de belirtmek gerekir. Bir Tarantino klasiği "Kill Bill"de 2000'li yılların yıldızı birçok Çin filminde en havalısından Uzakdoğu dövüş sanatlarını izlemiştik. Özellikle de "Kaplan ve Ejderha" filmini alanında tek geçerim!
Japon Sineması'nın starları
Hugh Jackman şöhreti yakaladığı Wolverine karakterinin sinemada yaşaması için var gücüyle çabalıyor. Kuşkusuz kaslarının ona epey yardımı olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki Jackman sadece bir kas değil, iyi bir oyuncu olduğunu bize "Sefiller" ile de kanıtladı. Oyuncu kadrosuna Japon sinemasının önemli isimleri de eklenmiş haliyle. İlk başa usta aktör Hiroyuki Sanada, Tao Okamato, Will Yun Lee ve Brian Tee'yi sayabiliriz. Hepsinin son derece etkili rolleri ve performansları bulunuyor filmde.
Daha önce "Cop Land", "Identity", "Walk The Line" gibi filmlere imza atan yönetmen James Mangold, popüler-aksiyon filmlerindeki her türlü inceliği "Wolverine'de başarıyla tekrarlıyor.
Hem farklı bir kültürü tanımak hem de müthiş bir koreografi ile Uzakdoğu dövüş sanatları izlemek için bu yaz en keyiflisi Wolverine derim. Hepinize zevkle öneririm.
İlki çok sevilmiş olmalı ki ikinci macerasıyla sinemalara sık bir aksiyon getiriyor. Bu kez kahramanımız Japonya'da karşımıza çıkıyor. Wolverine, mutantların yanı sıra samurayların da işin içine karıştığı bir macerayla yaz keyfimize keyif katıyor doğrusu. Dilerseniz önce özet diyelim, filme sonra geçelim.
Mutantlar ve samuraylar
Wolverine, Jean Grey'in ölümünün ardından depresyona girer ve kimliğinden kurtulmak ister. Yıllar önce hayatını kurtarmış olan bir arkadaşının kendisinden yardım istemesi sonucu Japonya'ya gidip onu görmeye karar verir. Burada kendisine ölümsüz olmaktan kurtulup ölümlü bir canlıya dönüşmesi önerilir. Ancak bu sırada Silver Samurai isimli ölümcül bir düşman edindiğinin farkında değildir. Bu düşmana acımasız Viper'ın da eklenmesiyle, tarihi bir savaş başlar. Wolverine bu savaş sürerken, mutant yanına ve geçmişinden gelip kabusu olan bir gizeme karşı da mücadele etmek zorunda kalır.
Wolverine karakterine hayat veren Huhg Jackman, "Anarşiyi hayatının merkezine yerleştirmiş bir karakterin, gelenekçi ve onuruna düşkün insanlardan oluşan bir toplumun içerisinde yolunu bulmaya çalışması gerçekten ilginç" olarak nitelendiriyor bu macerayı. Alışılmış mutant yoğunluğunu filmde bulamasak da vaat ettiği sıkı bir aksiyon ve eğlenceyi fazlasıyla yerine getiriyor. Bence Uzakdoğu dövüş sanatları başlı başına aksiyonunun ateşlenme nedeni. Hoş bunda da garantili sularda yüzdüğünü de belirtmek gerekir. Bir Tarantino klasiği "Kill Bill"de 2000'li yılların yıldızı birçok Çin filminde en havalısından Uzakdoğu dövüş sanatlarını izlemiştik. Özellikle de "Kaplan ve Ejderha" filmini alanında tek geçerim!
Japon Sineması'nın starları
Hugh Jackman şöhreti yakaladığı Wolverine karakterinin sinemada yaşaması için var gücüyle çabalıyor. Kuşkusuz kaslarının ona epey yardımı olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki Jackman sadece bir kas değil, iyi bir oyuncu olduğunu bize "Sefiller" ile de kanıtladı. Oyuncu kadrosuna Japon sinemasının önemli isimleri de eklenmiş haliyle. İlk başa usta aktör Hiroyuki Sanada, Tao Okamato, Will Yun Lee ve Brian Tee'yi sayabiliriz. Hepsinin son derece etkili rolleri ve performansları bulunuyor filmde.
Daha önce "Cop Land", "Identity", "Walk The Line" gibi filmlere imza atan yönetmen James Mangold, popüler-aksiyon filmlerindeki her türlü inceliği "Wolverine'de başarıyla tekrarlıyor.
Hem farklı bir kültürü tanımak hem de müthiş bir koreografi ile Uzakdoğu dövüş sanatları izlemek için bu yaz en keyiflisi Wolverine derim. Hepinize zevkle öneririm.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.