Sinema, sinema sanatına kafa tutuyor
Bu filmi seven çok sevdi, sevmeyen de nefret etti. IF'in açılış filmi "Kutsal Motorlar"dan bahsediyorum. Bazı sinemaseverlere "Ne bu?" dedirten, sinefillere de "Sinemada hala umut var"ı söyleten bir çalışma. Tek kelimeyle şok edici bir film. Hayata ve sisteme karşı duran, öfke kusan bir başyapıt.
Önce Kutsal Motorlar'ın konusuna bir göz atalım. Cesar her sabah yaptığı gibi işe gitmek için yaşadığı görkemli malikaneden çıkar ve beyaz limuzinine doğru yürür. Çevresindeki korumalar ona eşlik ederken, şoförü Celine kendisine kapıyı açar. Yol boyunca o gün tamamlamaları gereken randevularından konuşurlar. Cesar eline yaşlı bir kadın peruğu alıp onu düzeltmeye başlayıncaya dek her şey normal gibi görünmektedir. Peki gerçekten her şey bu kadar normal midir?
Hayatımızı sürdürdüğümüz sistem neye göre normal ya da kime göre anormal? Yönetmen Leos Carax da film boyunca bu sorunun cevabını arıyor. Aktörlük yapan Cesar gün boyu farklı mekanlarda, farklı kimlikleri canlandırıyor. Her biri farklı bir profile ait kişileri canlandırırken onları eleştirmekten de geri kalmıyor. O hem herkes oluyor hem de hiç kimse. Cesar'ın bir günü neredeyse bir ömre bedel!
KALIPLARI YIKIYOR
Bildiğimiz tüm sinemasal kalıpları reddediyor Leos Carax. Bilmediğimiz yepyeni bir sinemayla karşımıza çıkıyor. "Kutsal Motorlar" sinema sanatının kullanıldığı bir 7. Sanat Enstelasyonu, deneysel sinemanın doruğu. Dramdan bilim kurguya, müzikalden komediye plan plan farklı skalalarda dolaşıyor film ve her karakterle bize bambaşka türlerin kapısını aralıyor. Bilinen anlamda neden-sonuç ilişkisi bu filmde çalışmayan bir eski üslup oluyor. Boşuna bu neden böyle diye sormayın. Sadece seyrederken büyülendiğiniz anların, o anlardaki o tuhaf hazzın keyfine varın.
"Kutsal Motorlar"ın başarısı temelinde bu haz anlarından bulunuyor.
Benim haz anlarım: Oscar'ın bir modeli (Eva Mendes) kaçırıp onu yer altında sadece kendisine ait bir nesneye dönüştürdüğü anlar. Bir de eski sevgililerin, eski bir müzikholde buluştukları an. Ve tabii ki tüm dişiliğiyle fondaki Paris'i de unutmamak lazım.
DÜNYA STARLARI
Başrolü oynayan Denis Lavant inanılamaz bir enerji ve hayranlık verici performanslarla bir düzine rolün altından başarıyla kalkıyor. Oyunculuğun sınırlarını zorluyor. Sonuç hayranlık verici. Yönetmen Carax kadar onun da büyük katkısı var filmin başarısına. Her bir hikayede Eva Mendes, Michael Piccoli, Kylie Minogue gibi dünya starları ona eşlik ediyo Denis Lavant'a. Onlarla daha bir göz kamaştırıyor film sinema perdesinde.
"Köprü Üstü Aşıkları" filmiyle sinema dünyasını sarmış sonra da ortadan kaybolmuştu Yönetmen Leos Carax. Arada çektiği tadımlık kısaları saymazsak derin bir inzivaya çekilmişti. Şimdi "Kutsal Motorlar" ile nihayete erdiriyor suskunluğunu. Hem de büyük bir çığlıkla. Güncel sinemaya kendi sinemasıyla kafa tutuyor. Hiçbir kalıba sığmayan bir filmle sonsuza dek hatırlanacak bir esere imza atıyor.
Bambaşka bir sinema deneyimi "Kutsal Motorları". Eğer bu tarzdan hoşlanırsanız Tarsem'in "The Fall" ve "The Cell" filmlerini de- maalesef DVD'den- kaçırmayın derim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.