Şebnem Bursalı

Mesaj çok net

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; Bu seçimin tartışmasız galibi; AK Parti'dir. Ama; CHP'nin de başarısız olduğunu söylemek insafsızlık olur. Her iki seçmenden biri AK Parti'ye 3. kez iktidar olmanın yolunu açarken; CHP'ye de bana göre en az iktidar kadar önemli bir görevi, ana muhalefet görevini vermiştir. Parlamentoda temsil edilip de oyu tek azalan parti MHP'dir ama; ben MHP'nin de başarısız olduğunu kabul etmiyorum. Başına gelen kaset skandalı; özellikle oylarını düşürdüğü Ege'de; adayların ve teşkilatın "mahçup" çalışmasına sebep olmuştur. Fakat; bu sonucu tek başına oyunu yüzde 1 düşürdü diye değil; baraj sınırında olan oyunu arttırdı şeklinde bile yorumlamak mümkün ki; bu da MHP'nin bir başka açıdan değerlendirmeyle başarısı sayılabilir. Meclis'in 4. partisi olma yolundaki bağımsızlar da milletvekili sayısını arttırarak başarılı olmuştur.
TARTIŞMASIZ
Şimdi bu söylediklerime bakıp da; sanmayın ki; bu seçimin mağlubu yoktur!
Tek tek yorumlamak gerekirse; tartışmasız tek galibi; AK Parti'dir. Çok partili demokrasi hayatımızda 3 dönem üst üste seçim kazanan parti ve iktidar vardır ama; oyunu üçüncü kez arttıran başka parti yoktur. Öyle ki; göreve geldiği 2002'den bu yana hem Türkiye hem kendi bölgesinde hem de dünyadaki konjonktürel ve ekonomik, siyasi değişimleri göz önüne aldığımızda; hayli yıpranması beklenen iktidar partisi; seçmenin yarısından çoğunun teveccühüne layık olmuştur. Tarafsız gözle bakıldığında; bunun dünyada örneği belki var ama bundan sonrası için de Türk demokrasi hayatında kırılması hayli güç bir rekor olduğunu herkes kabul etmeli.
İkinci ve benim çok da önemsediğim bir başka ayrıntı; Türkiye'nin partisi olma iddiasındaki AK Parti'nin; 7 coğrafi bölgede de birinci olmasıdır.
BİDON KAFALI!
Ve; seçmenin 326'da bıraktığı (gerçi yapılan itirazların sonuçlanmasına göre bu sayı azalabilir de artabilir de veya aynı da kalabilir) milletvekili sayısı; önümüzdeki dönemin anayasa değişikliği çalışmalarına yönelik en anlamlı mesajı olmuştur. Türk seçmenine "bidon kafalı" diyenlere de en güzel yanıtı vermiş oldu seçmen. Yeni anayasa çalışmalarına yönelik AK Parti'ye güvendiğini ancak; daha geniş bir konsensüs içinde, uzlaşma ile anayasanın yapılması mesajını ilan etti. Bu mesaj, sadece AK Parti'ye değil, bence asıl diğer muhalefet partilerine de gelmiştir. Ki; Başbakan Erdoğan'ın beklenen "Balkon konuşması" beklentileri tamamen karşılamış ve sadece parlamento içinde muhalefetle değil, parlamento dışı partiler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, gazeteciler ve anayasa konusunda söyleyecek sözü olan herkesle istişare içinde "uzlaşma" arayacaklarını ilan etmiştir.
Yeni dönemin en bıçak sırtı konusu; Kürt meselesiyle ilgili de; Başbakan'ın son iki hafta içinde verdiği çözüm zeminini işaret eden mesajlarının karşılık bulduğu ve bu zeminin kesinlikle parlamentoda, geniş uzlaşma içinde aranması gerektiği mesajını da çok önemsiyorum. Şimdi; meydanlarda söylenen tüm sözlerin arkasında durma zamanı hem iktidar hem muhalefet için. Buna AK parti de, CHP de, MHP de, bağımsız Kürt adaylar da dahildir.
MESAJLARIN KARŞILIĞI
Seçim sonuçlarıyla ilgili CHP'yi analiz ederken; başta söylediğim yeni 3 buçuk milyon seçmeni kazanmalarının önemini unutmadan; Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüksek performansının, halk nezdinde tam karşılığını bulmadığını da söylemeden geçemem. Burada; iktidara yönelik yaptığı eleştirilerin de tam karşılığını bulmadığı ve seçmenin önüne koydukları reçetenin de tam olarak kabul görmediği de söylenmeli. Başbakan Erdoğan'a benzer bir "balkon konuşması" yapan Kılıçdaroğlu'ndan beklediğim mesajları tam olarak alabildiğimi söyleyemem. Kılıçdaroğlu, sadece kendisine oy veren seçmene ve örgütüne mesaj ve moral verme amaçlı bir konuşma yaptı. Türkiye'nin geneline değil. Seçim öncesinde hedef olarak koyduğu yüzde 30 orandan söz etmemesi de buna eklenebilir.
MHP EGE'DE ÜZÜLDÜ
MHP'nin Türkiye genelinden çok daha fazla Ege'nin genelinde hayal kırıklığı yaşadığını söylemek gerekiyor. Bu, kaset skandalının etkileriyle birlikte; Kürt meselesiyle ilgili MHP'nin ortaya koyduğu eleştiri ve çözüm önerilerinin de karşılık bulmadığı şeklinde yorumlanabilir. Bugünden itibaren MHP'de bir iç hesaplaşmanın olacağı ve bu hesaplaşmanın sonucunun nereye varabileceği konusunun tartışılma olasılığı büyüktür.
EGE VE İZMİR
Tek tek rakamlarla değil; genel bir analiz yaparsak Ege ve İzmir için; başlıca şunları söyleyebilirim; Aydın'da CHP ve AK Parti oylarını önemli ölçüde arttırdı, MHP için büyük hayal kırıklığı yaşandı. Denizli'de Nihat Zeybekci AK Parti'nin, Adnan Keskin de CHP'nin sürükleyicisiydi. MHP'de değişiklik yok. Uşak'ta MHP'nin bir milletvekili AK Parti'ye kaydı. Ne mutlu ki; Uşak'ın artık bir kadın milletvekili var CHP'den. Muğla'da, kilit olarak görülen Fethiye oylarının, Tolga Çandar rüzgarıyla CHP'ye kaydığı ancak; yine de alınan sonuçta AK Parti'nin ciddi bir başarı gösterdiği söylenebilir. MHP bu ilde yine düşüşte. Çanakkale'de AK parti de CHP de oylarını arttırırken Manisa'da Hüseyin Tanrıverdi'nin sürüklediği AK Parti önemli bir başarı elde etti. CHP'nin de yüzde 10'ları bulan başarısına karşın MHP'nin düşüşünü izahta zorlanıyorum. Ve; İzmir; İki bakanın liste başından sürüklediği AK Parti'nin her iki bölgede arttırdığı oy oranlarını kimse küçümsemesin. Bu seçim döneminde irtica, laiklik gibi soyut kavramlar yerine projeler gibi somut kavramlar üzerinden yürütülen kampanyalara ve AK Parti'nin belirlediği seçim stratejisine CHP de takıldı ilk kez. Binali Yıldırım'ın sözünün altını çizmekte fayda var; "Bugüne kadar İzmir'de maç hep tek kale oynanmış. Bundan sonra artık maç çift kale yapılacak." Çıkan oylara bakarak; İzmir halkının ideolojik kavramlardan ziyade; önyargılarından önemli ölçüde arındığını görüyorum. Hizmet alımına yönelik öncelik; sadece AK Parti'ye değil, CHP'ye de bir mesajdır. Kentin iktidarı konumundaki CHP, artık yalnız değildir ve bu seçim sonuçlarını bence en iyi okuması gereken belediyelerdir. Bu yazıyı yazdığım saatlerde 15'in üstündeki ilçede AK Parti'nin birinci konumda olması, bunun en bariz göstergesidir. CHP'li belediyelerin ve elbette CHP'nin artık İzmir'e "kale" olarak değil, gerçek bir hizmet alanı olarak bakmaları gerektiği de açıktır. 12 Haziran seçim sonuçlarını yorumlamak bir hayli fazla sözü de beraberinde getiriyor. Ama; şimdilik yerimiz bu kadar ve değerlendirmelerimize devam edeceğiz.

DEMOKRASİ SINAVI

Son söz; oy kullanma oranına bakıldığında çok güzel bir demokrasi sınavı vermiştir Türkiye. Çıkan sonuçlar da; hiçbir vesayeti asla ve asla kabul etmediği, hiçbir yönlendirme ve zorlamaya boyun eğmediği ve coğrafi ayrım yapmaksızın Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne yönelik çok net bir mesaj verdiği açıktır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.