• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ŞEBNEM BURSALI

Yıldırım projeler yolda

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14 Haziran 2011, 19:24
"Benim çılgın projem: Konak Tüneli 2.5 yılda bitecek"

"Benim birinci derecede sorumluluğum artık İzmir'dir"


Seçim bitti, meydanlarda söylenenler geride kaldı. Şimdi artık iş zamanı. Başbakan Erdoğan, dün itibarıyla istifasını sundu, yeni hükümet artık an meselesi.
Bakan Yardımcıları uygulamasıyla yeni yapısı ve yeni bakanlarıyla kabinede bu dönem daha fazla Egeli temsilci olacağına dair beklenti büyük. Nitekim; birinci sayfamızda Ankara Temsilcimiz Zafer Şahin'in imzasıyla verdiğimiz kulis haber de bu duyumları doğruluyor. Yeni kabinenin kurulmasıyla da siyasete yaz rehaveti gelmeden, meydanlarda vaat edilen projelerin takibi, bizzat biz gazeteciler tarafından yapılacak. Bu takibin yapılmasını en çok isteyenlerin başında da Ulaştırma eski Bakanı ve İzmir milletvekili Binali Yıldırım geliyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile birlikte AK Parti'nin İzmir'deki başarısının lokomotifi olan Yıldırım ile yeni dönemi konuştuk uzun uzun. İzmir ve Ege siyasetine hayli ısınmış gördüğüm Yıldırım, yeni dönemde kabinede Ulaştırma Bakanı veya 4 Başbakan Yardımcısından biri olmasına kesin gözüyle bakılan isimlerden. Kabinedeki ve Ankara'daki yoğun işlerine rağmen İzmir'den kopmaya hiç niyeti yok ama. "Benim birinci derecede sorumluluğum artık İzmir'dir" diyen Yıldırım, önümüzdeki günlerde açacağı ofisinde çalışması için 4 kişilik bir ekip kurmuş bile. Seçim sürecinde 50 günde vatandaştan bin 300'den fazla sorun iletilmiş kendisine. Belediyeyle ilgili olanları Aziz Bey'e hemen iletmiş. Konuların 127 tanesini çözmüş, gerisini 4 kişilik ekip takip ediyor. Altyapı, ulaşım, kısmen sağlık ve eğitimle ilgili konularda daha çok yerel ve günlük yaşamlarını ilgilendiren sorunlar iletilmiş kendisine.

Psikolojik sınırı aştık
Binali Bey için İzmir sonuçları sürpriz olmamış: "Benim için psikolojik sınır referandumun altına düşmemekti, yani yüzde 37 idealdi. Ama yine de yüzde 39'lar civarında bekliyordum" diyor. Sonuçları yorumlarken her zamanki gibi tipik bir siyasetçi gibi değil, gerçekçi bir yorum yapıyor; "AK Parti'nin Türkiye genelindeki yüzde 50 oyuna göre İzmir sonuçlarını altında kaldı tabii ama bir önceki seçimle bu seçim arasındaki artış oranına göre kıyaslarsanız; iki buçuk misli fazlayız."

Yapamıyorsan, yapana bırakacaksın
Binali Bey'i bu seçimde en çok memnuneden bir başka olay da; kampanya sürecinin önceki kampanyalardaki gibi ideolojik jargona göre şekillenmemesi olmuş. İzmir "İzmir için zorla yapıştırılmaya çalışılan; iktidara karşı cengaver gibi mücadele eden bir kent imajı artık yıkılmıştır" diyor ve İzmir'in normal şartlarda herkesi dinlediğini ve kendi kararını verdiğini söylüyor, "Aksi takdirde İzmir'e, yapılanlara ve yapılacaklara yazık olurdu" diyor.
Bir başka saptaması da; aslında çok kolay aşilabilecek sorunların efsane haline gelmiş olması. Şu sözleri de ilginç:
"Ama; belediyenin işi diye bir şey yok. Kimsenin; Ben yapamıyorum diye bir lüksü yok. Vatandaş hizmet bekliyor, günlük yaşantısı kolaylaşsın istiyor. Yapamıyorsan; yapana bırakacaksın işi. İhtiyaçsa mutlaka yapılacak."

Gelelim; Binali Bey'in yeni döneme dair mesajlarına;
Körfez geçişi hazırlıklarına bu dönem başlanıyor. Her 50 santimetrede bir sondaj alınması şart olduğu ve bir buçuk yıl toprak numuneleri alınmak zorunda olduğu bu proje için köprü ayakları da gelecek, tünel olacak. Zeminin sağlam olması lazım, eğer değilse yeni bir düzenleme şart. Bu işi dünyada yapan tek tekne de Japonya'da.

Çılgın proje
Ve bir diğer hedef; Binali Bey'in "Benim İzmir için çılgın projem" dediği Konak Tüneli; Mürsel Paşa-Konak arasına planlanan tünelle ilgili hazırlıklara önümüzdeki hafta hemen başlayacaklarını ve 2012 yılı başında ihaleye çıkacak hale getirerek 2 buçuk yıl içinde de bitirmeyi hedeflediği bu projenin; İzmir'in ulaşım sorunu için hayati önemi olduğunu savunuyor. Bu süreçte; Büyükşehir olmak üzere ilçe belediyelerin sorun çıkarmaması, uyumlu çalışmanın sürmesi gerektiğinin altını çiziyor. Şehir içi trafiğini rahatlatacak bu proje için geçici kamulaştırma yapılacak ve güzergah üzerindeki binalar, herhangibir göçük ya da yıkıma karşı önlem için boşaltılacak. "Sıkıntı çıkmaz mı?" sorumuza da kendi üslubunda yanıt veriyor:
"Sıkıntısız iş olmaz zaten. Ama; sıkıntı olmazsa da zaten tadı olmaz."

Sıkıntı demişken, en sıkıntılı işlerden birisiyle ilgili iddialı ve şaşırtıcı açıklamalı oldu Binali Bey'in;

Körfez; Belediye, bir takım çalışmalar yaptım diyor, Başkanla konuşacağız, fikrini alacağız. TCDD'nin de çalışması var, belki birleştirip birlikte yürüteceğiz işleri. Balıkçı Barınakları ve tarama konusunda Ulaştırma Bakanlığı'nın ve DLH Genel Müdürlüğü'nün tekel hakkı var ama biz bu konuda ısrarcı olmuyoruz, anlaşırız diye düşünüyorum. Belki; Haliç'te yaptığımızı yaparız. Denizden çıkan 5 milyon ton çamuru Eyüp sırtlarında bir taş ocağına verdik ve burayı park haline getirdik. Büyük Körfez Projesini de, TCDD ile birlikte yapacaksak, birkaç gün içinde dosyaları karşılıklı olarak açıp konuşur, müşterek bir dosya oluştururuz. İzmir'in bence çok acil sorunu; körfezden çıkarılıp arıtılan çamurun yakılması, katı atığın yakılması, enerjiye dönüştürülmesi, tüm çamurların yakılması. Depolandıktan sonra koku yapıyor. Depoluyorlar, kireç atıyorlar, yağmur yapıyor ve kireç eriyor. Hava ısınınca da alttan koku geliyor ve rüzgarla heryere yayılıyor. Sürdürülebilir bir yöntem değil. Devamı yapılmamış, yapmak şart. Bütün dünya bu modeli terketmiş; güzelim İzmir'e yakışmıyor. Bunu başarırsak; Torbalı Başkesik'e de gerek kalmayacak. Oradaki vatandaşlarımızın tepkilerini görmezden gelemeyiz..."

Torbalı'ya çöp müjdesi
Bu sözlerin anlamı açık; Bizim de manşetlerden pek çok kez verdiğimiz Torbalı halkının katı atık depolama yeri olmak istemediğine dair isyanı, bu dönemde Ankara'dan cevap bulacak demek ki. Ama bu konuda da mütevaziliği elden bırakmıyor Binali Bey; "Mesele sen yaptın ben yaptım yarışına dönerse, işin tadı kaçar. Önemli olan vatandaşın işinin, ihtiyacının görülmesidir."
Binali Bey'in mühendis iddasını ortaya koyduğu şu sözleri ise; herkesi bir kez daha düşündürmeli:
"Ben çok iddialı konuşuyorum; Ben mazaret üretmem, yaparım. Makul olmayan dirençle karşılaşırsam da; o zaman İzmirli'ye durumu götürürüm. Makul olmayan hiçbir direnç, İzmirli'nin önünde duramaz. O noktaya çok kolay gelmem ama gelirsem de sonuna kadar giderim. Popülizm yok. Biz; sadece iş yapmak istiyoruz. Takdir yine İzmirli'nindir. İzmirli, bir projeyle fikrini değiştirecek yapıda değildir."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.