ESİAD mesajları

Düne dair 3 konuşma ve bu konuşmaların çarpan etkisini yorumlamaya ve aktarmaya çalışacağım bugün sizlere.
Malum; bu haftaya ve bundan sonraki haftalara damgasını vuran ve vuracak olan terör ve şehitlerimizin acısını unutmadan ve aslında en başta da onlar için; güzel Türkiye'min geleceğine dair fikri, zikri ve eylemi olan herkesin konuşma zamanı.
Siyaset düzleminde ele alırsak ve terörün de sadece ne hükümet ne de tek bir partinin değil; başta ana muhalefet olmak üzere tüm siyasi partilerin meselesi olduğundan hareketle; CHP'nin görüş ve fikirleri, çözüm önerilerini merak ediyorum. İşte; bu noktadan hareketle Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (ESİAD) 28. Yüksek İstişare Konseyi toplantısının konuğu olarak İzmir'e gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söyleyecekleri önemliydi.
Dün; Hilton Oteli'nde, ESİAD üyeleri ve İzmir'in önde gelen tüm işadamları da aynı meraktaydı zaten.
AKGERMAN SATIRLARI
Kılıçdaroğlu'na ve görüşlerine gelmeden; iki ayrı başlık açmak istiyorum. Birisi; ESİAD Başkanlığı'na seçildikten sonra ilk ciddi sınavını veren Bülent Akgerman. Sabaha karşı 4'te tamamladığı dünkü konuşması, konuşmasındaki cümleleri, cümleler içinde verdiği mesajlar ve kürsüdeki hakimiyetiyle; Akgerman'ın ESİAD Başkanı olarak göz doldurduğunu söylemeden geçemem. Bülent Bey'in konuşmasının detaylarını haber sayfalarımızda okuyacaksınız. Ben; satır aralarında hem iktidara hem muhalefetteki tüm partilere verdiği mesajları önemsiyorum. İktidarın genel anlamda başarılı bulunan politikalarının fazlasıyla övgüye layık olduğunu kayda geçiren Akgerman'ın, balkon konuşmalarında özellikle vurgulanan demokratik olgunluğun daha fazla yerleşmesine yönelik çağrısı da anlamlıydı. Ana muhalefet partisi CHP'nin; demokrasinin vazgeçilmez unsuru muhalefet görevini sadece hedefe ulaşmayan söylemlerden ibaret olmaksızın, gerçekleşebilir projeleri öne sürmesini isteyen çağrısı da fazlasıyla anlamlıydı. MHP ve BDP'ye yönelik etnik siyaset söylemi de cabası.

AKİL ADAM
Gelelim ikinci akil isim, ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Kemal Çolakoğlu'nun mesajlarına. Adeta bir manifestoyu andıran Çolakoğlu'nun sözleri, gerçek bir demokrasi için siyasi partilere düşen görevleri sıralarken verdiği "İzmir'in hiçbir parti için çantada keklik veya kale olarak görülmemesi gerektiğine dair" mesajı bir kez daha kayıtlara geçsin istedim.
Ve; CHP Lideri'nin sözleri. Yine, haber sayfalarımızda geniş olarak okuyacağınız için tekrara girmek istemiyorum. Genel anlamıyla; yeni bir mesaj vermedi aslında. Ama; Genel Başkan olduğu ilk günlerdeki kürsü ve salon hakimiyetiyle dünkü tabloyu kıyasladığımda; Kılıçdaroğlu'nun liderliğinin çok ama çok önemli mesafe katettiğini söylemezsem olmaz. Gerek, kent trafiğine çok önemli katkı yapacak olan Ulukent Katlı kavşağının temel atma töreninde ve gerekse ESİAD toplantısında benzer sözleri söyledi ama terörle ilgili teklifinde ısrarlıydı. Parlamento çatısı altında bütün partilerin ikişer temsilcisinin yeralacağı bir ortak Terör Komisyon kurulması ve yine her partiden ikişer ismin yeralacağı Akil Adamlar Kurulu'nda terörle ilgili tespit ve önerilerin belirlenmesini istedi.
Kılıçdaroğlu ile 'çok özel'
Dünkü toplantıya dair, hem iş alemi hem ana muhalefete dair izlenim ve yorumları da paylaşmak isterim ki; bu bölüm bence tüm taraflar için ayrıca not alınmalı...
Basına açık toplantının ardından; Yönetim Kurulu ile Kemal Kılıçdaroğlu ve iki yardımcısı Gürsel Tekin ve Faik Öztırak yarım saatlik bir özel toplantı daha yaptı. Burada, İzmirli işadamlarının Kılıçdaroğlu'na söyledikleri sözleri (her ne kadar not almadılarsa da) CHP çok ama çok önemsemeli. İzmir'in iktidarı konumundaki CHP'nin gerek il başkanının yönetim tarzı ve il yönetiminin kavgalı görüntüsü ve gerekse Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki kamuoyuna kadar yansıyan tartışmaların; halkın önemsediği konularda bile (Karşıyaka stadı örneğini vererek) bırakın uzlaşmayı ve sorun çözmeyi, bilakis sorun yaratan görüntü verdikleri eleştirileriyle, çok önemli bir mesaj daha verdi işadamları; "İzmir'deki işadamı da, Türkiye'nin her yerindeki işadamı da ekonomik yarar odaklı bakar siyasete. Bütün eleştirilerimize rağmen iktidar partisinin bu yöndeki performansından etkilenmemek mümkün değil. Ana muhalefet olarak sizden artık bu performansı bekliyor millet."
İşadamları, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek niyetinde olduklarını en net biçimde ama nezaketi elden bırakmadan, samimiyetle CHP liderine aktardılar. Kemal Bey de tüm eleştiri ve önerileri yine aynı nezaketle dinledi ve ciddiye aldığını ifade etti.
Üreten, istihdam yaratan ve risk alan işadamlarını dinlemeden siyaset üretmek veya sonuç almanın mümkün olmadığı biraz olsun siyasi bilenler tarafından ortadadır. Umarız; artık sadece eleştiren değil, projelerle konuşan bir yeni yapılanma dönemi, dün itibarıyla başlar...