Ankara'da yıllarca görev yapmış bir gazeteci olarak, kurumlara saygı ve mesafe noktasında daha dikkatli olduğumu söylemeliyim. Hele ki bu kurumlar, devletin en özel kurumları ise benim için de önemi bir kat daha artar.
Lafı dolandırmadan söyleyeyim; canım çok sıkkın. Canımın sıkkınlığı dün sabah saatlerinde Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyona değil... Yargı bilir, savcı bilir bu operasyonun gerekliliğini... Biz, dosyayı bilmiyoruz, içindeki iddiaları ve delilleri bilmiyoruz... Bilmeden de böyle hassas bir konuda hüküm vermem veya vermemiz doğru olmaz. Ama sıradan bir vatandaş olarak, bir İzmirli olarak bir konuya, gözaltıların zamanlamasına itirazım var!
Dün yapılması şart mıydı bu operasyonun?
Bir şölen halinde veriyoruz tüm İzmir ve Ege basını olarak günlerdir EXPO haberlerini. EXPO 2020 adaylığımızla ilgili Paris'te yapılacak sunumda, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Vali Cahit Kıraç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile İZKA heyeti, işadamları ve onlarca gazetecinin tek bir hedefi var Paris'te; aday olan diğer ülkelerin önüne geçmek, EXPO 2020'nin neden İzmir'de yapılması gerektiğiyle ilgili, katılımcıları ikna etmek...
Dikkatinizi çekerim, bu dev ordu içinde siyasi bir 'taraf' yok... AK Partilisi, CHP'lisi, MHP'lisi yok. Herkes tek bir kimlik altında, İzmirlilik altında kenetlenmiş ve EXPO hedefine kilitlenmiş. Her şeyde olduğu gibi, başlangıçlar önemlidir ve biz de dün itibarıyla EXPO 2020 sürecinde ilk kez 'görücüye çıktık'. Ama, bu çok ama çok önemli sunum öncesinde, bu dev organizasyonun ev sahibi konumundaki Büyükşehir Belediyesi'ne operasyon yapılıp onlarca kişi gözaltına alındı.
Başta söylediğimi tekrarlamak isterim; Bu soruşturmayı yürüten savcıların görevini yaptığıyla ilgili şüphem yok. Başka bir amacı aklıma bile getirmek istemem. Ama gözaltı sürecinin hayata geçirilmesiyle ilgili zamanlamaya bakınca, insanın ister istemez kafası karışıyor.
İzmir'in kanaat önderleri Paris'te sadece İzmir değil, Türkiye için bu kadar önemli bir sınav verirken, sunumun yapılacağı akşamın sabahında yapılacak iş mi bu? Birkaç gün beklenemez miydi?
HERKES RAHATSIZ
Sözüm sadece bir tarafa değil. İzmir'in meselesi olarak gördüğümüzü söylediğimiz bir mevzuda, yapılan operasyonun zamanlamasına karşı çıktığımızı kayıtlara geçirirken, bundan sonraki yorum ve eleştirilerde de dikkatli olunması gerektiğini söylemek isterim.
Herşeyden önce, bu operasyonun siyasi olduğunu düşünmek doğru değil. AK Parti Bayraklı İlçe Başkan Yardımcısı Çağlar Haspolat da gözaltına alınanlar arasında. Ve tıpkı ilk operasyonda olduğu gibi 2'nci dalganın da zamanlamasıyla ilgili tepkilerini dile getirdiler, aynı zamanda İzmir milletvekilleri olan iki bakan. Bakanlığının 2012 bütçesiyle ilgili görüşmelerin yapıldığı komisyon toplantısı sırasında konuyu öğrenen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın şu sözleri önemli:
"İzmirli iki bakanın bütçesinin görüşüleceği gün, böyle bir şeyin yaşanması akla uygun değil. Seçimde partileri ziyaret ettik, belediyeye ilk operasyon yapıldı. Allak bullak oldu. Kendi düşüncemizi anlatma açısından bunun zarar verdiğini söyledim. Bugün de aynısını söylüyorum."
Dün Ankara'da Meclis komisyon odasını basıp, Bakanı sürece müdahale etmeye davet eden CHP milletvekillerini de anlamak mümkün değil. Savcıya telefon açıp, bu operasyonu durdurun denmesi mi bekleniyor bakanların? Lütfen, biraz mantık... Biraz sakin olunursa daha mantıklı davranılacağına eminim...
Türkiye'nin her şeyden çok huzura ihtiyacı olduğu, daha çok kenetlenmesi gerektiği bir dönemde, herkes üzerine düşeni fazlasıyla yapmak zorunda. Dosyayı ve iddianameyi görmeden işin hukuki tarafıyla ilgili yorum yapmak doğru değil. Ama; çok değil, sadece birkaç gün beklenemez miydi?