İstihbaratın kurumsallaşması, Tanzimat Dönemi'nden başlayıp günümüze kadar geldi. Karakol Cemiyeti Geçit Teşkilatı gibi isimlerle başlayan bu kurumsallık, Milli Mücadele yıllarında önemli bir işlev gördü ve Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti döneminin ardından da, 80'lerden sonra terörle mücadelenin en etkin olduğu yıllarda tekrar güçlendi. 20. yüzyılın sonunda internetin icadı, siber tehditle mücadele yılları derken bugün artık dünyada gelişmişliğin en önemli göstergelerinden biri belki de istihbarat.
ANKARA'DA AĞIRLANDIK
Milli İstihbarat Teşkilatı'nın kuruluşunun 85. yıldönümü dolayısıyla dün Ankara- Yenimahalle'deki MİT karargahında, gazeteciler olarak müsteşar Hakan Fidan ve ekibi tarafından ağırlandık. İstihbaratın, istihbaratçılar açısından tarifini, "geleceği doğru öngörmek" şeklinde ifade edebiliriz. Bugün dünyada küresel bir oyun oynanndığını, bu oyunda herkesin kendi hamlesini yaptığını kabul edersek, burada asıl önemli olanın hamleyi önceden bilmek olduğunu da kayda geçirmek lazım. Yine istihbaratçılar tarafından en iyi stratejinin, rakibinin seni çözdüğünü sandığı strateji olduğu düsturunu, iş yaşamında ve günlük hayatımızda da kolaylıkla uygulamaz mıyız aslında?
Dünkü iki saate yaklaşan basın buluşması 10 yıldır yapılmıyordu. Aslında 5 yılda bir düzenlenmesi planlanan basın buluşması, hep kapalı kutu olarak algılanan MİT'in başına getirilen sivil, genç ve kariyeri hayli parlak müsteşar Hakan Fidan'la "kendi olağan sınırlarını aşmadan, şeffaflaşacağını" söyleyebiliriz. Dünkü basınla sohbetteki haber detaylarını sayfamızda okuyacağınız için tekrara girmek istemiyorum. Ben, daha çok yeniden yapılanma sürecindeki MİT'in doğru anlaşılma önceliğinin bizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılmaya çalışıldığı gözlemini paylaşmak istiyorum.
YAZILI AÇIKLAMA
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın son günlerin en tartışmalı konusu Uludere olayıyla ilgili teşkilatı ve kendisine yönelik eleştirilere karşı sözlü açıklama yapmak yerine çıkışta bize dağıtılan yazılı metinle bir anlamda olaya açıklık getirme çabasını da elbette bu kapsamda anlamaya çalışıyoruz. Benim en çok dikkatimi çeken ve önemsediğim bir başka ayrıntı da 2011'in son gününe kadar Genelkurmay Başkanlığı uhdesinde bulunan Genelkurmay Elektronik Sistemleri Komutanlığı'nın, 2012'nin ilk günü itibariyle MİT uhdesine devredilmesi. Bu sayede, istihbarat birimlerinin tek çatı ve sivil bir yapı altında toplanması daha etkin çalışma ve sonuç alma anlamında daha verimli olabilecektir. Dünkü görüşmede ayrıca genç ve parlak kariyerli bir bürokratın, MİT gibi çok önemli bir kurumun başında insan boyutuyla ne hissettiğine dair duygularını bizlerle paylaşmasından da etkilenmedim değil. Hakan Bey'in, artık sosyal hayatının kalmadığını, sinema, tiyatro, seyahat ve hatta arkadaşlarla sohbet gibi aslında hepimizin günlük hayatımızda çok sıradan bulduğu bu paylaşımları yaşayamadığını söylerkenki samimiyeti etkileyiciydi. Dünkü buluşmayla ilgili izlenimlerime son noktayı, MİT'teki bu yenilenmenin, biz siviller açısından çok daha aydınlatıcı olacağına inancımla koymak istiyorum.