Dünkü manşetimizde, "Dünyanın Gözü İzmir'de" dedik. Amerika'nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitü'nün raporunda İzmir'in, dünyanın en hızlı büyüyen 4'üncü metropolü olduğu kayıtlara geçirildi. Nitekim ABD'li ve İngiliz yatırımcıların yanı sıra, Avrupa ve Asyalı ülkelerin milyarlarca dolarlık yatırımlar için sıraya girdiği bir gerçek. Dünya devlerinin ekonomik krizle belinin kırıldığı 2011 yılında, 5 milyar dolarlık yatırım için Aliağa'yı tercih eden Azeri Sokar-Turcas firması, bunun en güzel göstergesi oldu. EXPO 2020 hedefine kilitlendiğimiz günlerde, yeni markalar yaratıp, İzmir'i bu markalarla daha sağlam bir yere oturtmak hepimizin hedefi. Tam da bu noktada özel girişim adına çok önemsediğim iki markayla ilgili, çok önemli iki konuyu paylaşmak isterim: Ege Koop ve Urla Şarapçılık...
EGE KOOP VE AÇILIM
Ege Koop'u bilmem anlatmama gerek var mı? 28 yıllık geçmişiyle, belki de en tartışmalı konu olan kooperatifçilik alanında ne kadar düzgün işler yapılabileceğini de defalarca kanıtladı. Ekonomik krizin yaşandığı günlerde, krize inat yaptığı yatırımlarla hem sektördeki krizin aşılmasında önemli bir görev yaptı hem de psikolojik olarak diğer yatırımcıların önünü açtı. Ege Koop markasının yaratıcısı Hüseyin Aslan, şimdi Ege'ye ve Türkiye'ye açılıyor. Uşak ile başladığı Ege'ye açılma stratejisinin ikinci ayağı da Ankara oldu.
İlk iş olarak irtibat bürosu açan Ege Koop "Ege'nin ve İzmir'in dergahı olacak" dediği büronun açılışını önümüzdeki günlerde Ankara protokolüne yapacak. Ankara'nın iş, sanat ve siyaset çevrelerinde saygınlığı ile bilinen Faruk Demir de, bu yeni açılımda Ege Koop'un Ankara Temsilcisi oldu. Geçen hafta içinde, tüm gazetelerin Ankara Temsilcileri ile yemekte buluştular ve hem Ege Koop'u hem de yeni dönem planlarını anlattılar. Sağdan sola tüm görüşleri temsil eden gazetelerin ve televizyonların Ankara Temsilcileri bu yemekteydi. Yıllarca Ankara'da görev yaptığım için bilirim, bu kadar geniş bir yelpazeyi aynı masa etrafında toparlamak öyle kolay bir iş değildi.
2012'nin kendileri için atılım yılı olacağını ilan eden Aslan, 28 yılda 100 bin kişiyi konut sahibi yaptıklarını hatırlatıp, bu referansla Ankara'daki büyük yarış içinde yerlerini sağlamlaştıracaklarına olan inancını tekrarladı. Benim en çok önemsediğim ayrıntılardan biri de, Ege Koop'un Ankara Ofisi'nin, EXPO için yürütülen çalışmaların kullanımına da sunulacağını ilan etmesiydi. Ankara'da EXPO için yürütülecek Bürokrasi ve siyaset dünyası ile ilişkilerin ve tüm sekretaryanın adresi bundan sonra belli artık...
DÜNYA MARKASI
Ve gelelim bir diğer marka, Urla Şarapçılık'a... Birkaç genç ve çılgın Türk bir araya gelmiş ve İzmir'i hem dünyanın hem de Türkiye'nin şarap üssü yapmaya gönüllerini ve elbette paralarını vermiş. Can Ortabaş'ın Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Urla Şarapçılık, Bülent Akgerman, Deniz Barçın ve Yavuz Karacasulu ortaklığındaki Urla Şarapçılık, çok zor ve meşakkatli yolda emin adımlarla yürüyorlar. Amaçları çok açık, Urla Yarımadası'nı dünyaya açmak. 20'nci yüzyılın başlarına kadar yıllık 72 milyon litrelik üretimle dünyanın en iyi ve en çok şarap üretiminin yapıldığı Urla, Birinci Dünya Savaşı sonrasında bu özelliğinden çok uzaklaştı.(Bugün Türkiye genelinde yıllık 67 milyon litre üretim yapılabiliyor ancak!!) Mübadele yıllarında, soğuk iklim insanlarının yerleştirildiği Urla, üzüm ve şarap kültürüne uzak bu insanların bağları söküp yerine tütün dikmeleri sebebiyle, artık bu önemli ekonomi ve kültürden uzaklaştı. Ancak; Can Ortabaş ve arkadaşları 1999'da diktikleri 300 dönümü aşan bağlardan 2008 yılı itibarıyla üretime başladılar ve bugün, dünyanın en önemli şarap tadım imparatoru sayılan ABD'li Robert Parker'ın bile "Çok lezzetli ve üstün tadı olan" şeklinde ifade ettiği bir kaliteye ulaştılar (Tempus).
Şimdi başka bir hayalleri var bu genç adamların, Urla'da 10-15 büyük şarap üreticisinin bulunduğu bir ortamı yaratabilmek. İklimi ve üzümüyle pek çok yerden avantajlı konumda olan Urla'da hedef, hem milyonlarca dolarlık ihracat kapısını açarak ekonomik katkı sağlamak ve turizm anlamında Şarap'ın anavatanı haline yani eski günlerine döndürebilmek ve markalaştırmak.
İtalya'da 6 bin 436 üretici varken bizde sadece (Türkiye genelinde) 134 üretici var. İzmir'in ve Türkiye'nin tanıtımında bu kadar önemli bir katkı yapacağına inandığımız bu markalaşma gerçekleştiği takdirde, bunun EXPO dahil tüm hedefler artık bize daha kolay gelecek...
Erkin Usman ve Ustaya Saygı
İzmir'de gazeteci denilince ilk akla gelen isimlerin başındadır Erkin Usman. Yarım asrı aşan meslek geçmişindeki başarılarını burada saymamıza imkan yok. 30 yıldan fazladır Pota köşesiyle Yeni Asır okurlarıyla buluşan Erkin abimiz için, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan çok özel bir "Usta'ya Saygı" gecesi düzenledi. Ayrıntıları Pazar Sarmaşık'ta okuyacağınız bu özel geceden bize kalan, bu mesleğin onurla, gururla ve dostlukla da nasıl yapılabileceğini görmekti. Ben ve gazetem, Erkin Uzman abimizle aynı çatı altında olmaktan büyük onur duyuyoruz. Siz okurlarımızın da aynı mutluluğu hissettiğini biliyoruz. İyi ki varsın Erkin Abi.. Hep var ol Enişte...