İzmir yine tarih yazdı
Neden İzmir tarih yazdı diyorum? Çünkü, ne 15 milyonluk İstanbul, ne de 5 milyonluk Ankara'da toplanamadı bu kadar kişi bir araya. Bölük pörçük alanlarda, toplamda ancak bu sayı bulundu. İnsanların
EXPO sürprizlerine hazır olun
Çok teknik bir konu biliyorum ama EXPO bizim kendi günlük yaşamımıza girmeden, oy verecek muhataplarımıza anlatılabilecek bir konu da değil maalesef. Pazar pazar yine EXPO yazdı demeyin diye bu girişi yaptım. İzlenimlerim, yeni haberlerim olduğu için de yarına saklayamadım. Malum, geçen haftanın dolu dolu 4 günü Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) heyetinin temaslarıyla geçti. Başkanlığını Vali Kıraç'ın yaptığı İzmir'deki çoğu basına kapalı temaslarda üniversitelerden sivil toplum örgütleri ve odalara kadar pek çok sunum yapıldı kendilerine ve neden EXPO 2020 adaylığını istediğimiz ve kazanmamız halinde neler olacağı anlatıldı. Heyet başkanlığını bu sefer Loscartales'in değil Steen Christensen'in yaptığı BIE heyetinin Türkiye ziyaretinin son günü Ankara'ya ayrıldı ve bizzat Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından en kuvvetli adaylık vurgusu yapıldı. Ankara'daki ev sahipliği görevi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından fevkalade yapıldı ve öğlen kendisinin verdiği yemekte, akşam da TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ev sahipliğindeki yemekte, konuk heyeti etkileyen bir ağırlama oldu. Şunu kayıtlara geçirmek isterim ki; TOBB Başkanı 100 kişilik yemekte 75 milyonu temsil eden tüm oda başkanlarını bir araya getirerek, EXPO adaylığının sadece İzmir değil, Türkiye'nin meselesi ve projesi olduğunu vurguladı.
Yukarıdaki iyi niyetli gelişmeler yeterli değil elbette. Ama unutulmasın ki; EXPO her ne kadar aday olan şehirlerle anılsa da, ülkelerin projesidir. Ve İzmir'deki birlik-bütünlük-heves ve hazırlık ifadelerini taçlandıran adım; Ankara'daki hükümet ve devlet nezdindeki sözler olmuştur. Ülkelerin coğrafi ve kültürel yakınlıkları, politik ve ekonomik işbirlikleri bu süreçte en belirleyici kriterler olacaktır. Bizzat Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından devletin tüm birim ve kurumlarının, dış ilişkilerdeki birinci gündem maddesi İzmir'in EXPO 2020 adaylığıdır. Bu sefer rakiplerimiz hem daha fazla hem daha güçlü ama ben geçen seferkinden daha fazla iddiamız ve şansımız olduğunu düşünenlerdenim. Bir kere İzmirli Bakan Binali Yıldırım'ın mesaisinin önemli bölümü bu konu. Çiçeği burnunda Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik için de aynı şeyi söylemek isterim. Kendisiyle kısa sohbetimizde, İzmir'in adaylığına yönelik hiç de seyirci kalmayacağını anladığımı, en ateşli EXPO'culardan biri olacağını gördüğümü söylemek isterim. Başbakan Erdoğan'ın ajandasının ilk 3 konusundan birisi de bu. Önümüzdeki günlerde EXPO ile ilgili sürpriz gelişmeler olacağını söylemekle yetineyim ve Ankara'daki diğer konulara geçeyim...
Gürültülü sessizlik
Ankara'da son günlerde en 'in' deyiş; 'Gürültülü sessizlik.' Ben ilk kez duydum, sanırım bu yazıyı okuyan pek çok kişi de ilk kez duyacak. Bunu hem CHP hem de AK Partililer söylüyor. Klişenin adresi CHP. Sebebi de, son günlerde Anayasa değişiklik paketindeki tutumdan tutun, parti içinde ulusalcılar ve yenilikçiler diye adlandırılan kesimlerin sözcülerinin yaptıkları ve tartışma çıkaran açıklamalarla ilgili. Birgül Ayman Güler, Sezgin Tanrıkulu gibi isimlerin seslendirdiği taban tabana zıt görüşlere Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun çok etkin olarak müdahale etmemesi ve yükselen eleştirilerle ilgili bu sözler. 'Gürültülü Sessizliğin' vardığı noktada, demokrasi adına olumlu bir yorum da yapabilirsiniz, kafa karıştıran ve bir sonuç almayan kargaşa yorumu da yapabilirsiniz. Bir taraf iyimser, diğer taraf karamsar. Varın siz de kendi yorumunuzu kendiniz yapın...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.