Evlilik değil pedofili (2)
Gelelim dünkü yazımızdaki asıl meseleye. Ben, daha önceki yazılarımda da toplumu ilgilendiren pek çok konudaki mücadelenin "Dil'de başladığını" savunmuştum. Özellikle, seyircisiz oynama cezası verilen ama kadın ve çocuklara açık olan futbol maçlarının haberlerini kullanırken; 'seyircisiz maç' ifadesinin kullanılmasına karşı olduğumu; Yeni Asır olarak bu konuda bizim bir ilk'i başlattığımızı ve kadın ve çocukların gittiği maçlarla ilgili haberlerimizde 'seyircisiz maç' ifadesini kullanmama kararı aldığımızı açıklamıştım. Nitekim; bizim gazetemizde, benim yönetimde olduğum 6 yıldır kadın ve çocuklar gittiği halde hiçbir maç haberinde 'seyircisiz maç' ifadesi kullanılmadı, kullanılmayacaktır. Bu konuyla ilgili başta Spor Servisi'ndeki arkadaşlarım ve tüm Yeni Asır ailesinin verdiği destek ve öncü rol için teşekkürlerimi iletmek isterim.
Aslında, toplumda pek çok 'normalleştirme' 'dil'de başlıyor. Gazete ve görsel medya aracılığıyla her gün milyonlarca insana ulaşıyoruz. Ve kullandığımız haber dili, milyonlar üzerinde etkili oluyor. Eğer biz haberlerimizde; çocuk ve kadınlara rağmen 'seyircisiz maç' ifadesini kullanmakta ısrar edersek; bir süre sonra kadın ve çocuğun "hiç'leştirildiği, yok sayıldığını" normalleştirmiş oluruz (hiç istemesek bile).
Gelelim şimdi asıl mevzuya..
SÖZ HAKAN DOĞANAY'DA
Bu konuda yüzlerce mesaj ve ileti aldım. Hepsine burada yer vermem mümkün değil. Ama henüz 1 yaşını dolduran bir kız çocuğu babası olan Sevgili Hakan Doğanay'ın mesajı bütün mesajları içerdiği için köşemi ona bırakıyorum:
"Anayasanın 42'nci maddesinde, "Hiç kimse eğitim-öğretim hakkından alıkonulamaz" diye altı çizilmişken, tüm dünyada 18 yaşından önce bir çocuğun evlenmesi, kadına karşı şiddet kabul edilirken ve devletimizin yasalarıyla, anayasasıyla her doğan çocuğa; 'seni ailen koruyamazsa zihinsel, fiziksel ve ruhsal gelişimini ben sağlayacağım' güvencesi verirken; NASIL OLUYOR DA; devletin hukuk organları 'evlendirilmek üzere yaş büyütmeye kalkışmak'la ilgili 17 bin 373 davaya bakabiliyor? Bu avukatlar, bu davaları nasıl savunabiliyor? Hukuk, bu insanlık ayıbına imza atıyor? Devlet, koruma sözü verdiği çocukları tek celsede kadın&adam yapıyor? Eğitimsizlik, cehalet katlanarak büyürken bizler, eğitimciler, politikacılar, hukukçular, işadamları, aydınlar, kendini aydın sananlar yarın işlenecek her suçun ortağı değil miyiz? YA DA BİRİ CEVAPLASIN.. HENÜZ OYUNCAKLARINA DOYMAMIŞ BİR ÇOCUĞU ANNE YAPAN KİM?"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.