Şebnem Bursalı

Yeni Türkiye’nin ilk günü

Siyasi partilerin kongreleri şenlik gibidir, şölen gibidir. Her parti için aynıdır, değişmez. Çekişmeli olduğunda, rekabet olduğunda heyecan daha fazladır. Dün Ankara'da AK Parti'nin 1. Olağanüstü Kongresi'nde de durum buydu. Rekabet olmadığı için belki çekişme azdı ama; heyecanın dozu, duyguların da doruğa ulaşmasıyla hayli yüksekti.
AK Parti'nin bundan önceki kongrelerini de izlemiş bir gazeteci olarak aradaki farkın; duygu yoğunluğunda olduğunu söylemeliyim. Çünkü; 13 yıllık doğal liderlerini halk oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak Köşk'e uğurlarken, aynı zamanda Genel Başkan olarak vedasını yaparken, hem hüzün hem gurur hem mağrur bir hava hakimdi. Bu duygusal durum sadece delegede ve partililerde değil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'da da vardı. Ama Erdoğan bu durumu; 'vuslata ermek' olarak ifade etti.
EMANETÇİ DEĞİL
Dünkü kongre, 13 yıl içinde AK Parti'nin ilk olağanüstü kongresi. Olağanın dışına çıkma sebebi de; Erdoğan'ın Köşk'e çıkıyor olmasından zaten. Uzun istişareler sonucunda belirlenen yeni Genel Başkan Ahmet Davutoğlu ile yan yana oturan, birlikte poz veren iki siyasi, olağanüstü kongre salonundan bütün Türkiye'ye aslında pek olağan olmayan bir görüntü de verdiler.
Bugüne kadar kongrelerde devir teslimde, halef selefin bu denli yakın ve samimi olduğu görülmedi çünkü.
Yeni Türkiye hedefini ve iddiasını tüm ayrıntılarıyla anlattığı konuşmasında Erdoğan'ın altı çizilmesi gereken mesajları var:
- Ben yoksam, dava da yok diyenlerin bu partide ve bu davada yeri yok ve olmayacak.
- Bu dava bugüne kadar olduğu kadar bundan sonra da 29 Ekim'de kurulan Cumhuriyet'in hedef edindiği tüm unsurların takipçisi ve uygulayıcısı olacaktır.
- Kuruluş amacımızdaki adalet ve kalkınma hedefi aynen devam edecektir.
- Bugünden itibaren yeni bir sayfa açıyor ve elimizi uzatıyoruz. Muhalefet de eski muhalefet anlayışını, kutuplaşma ve siyaset dışı mihraklardan medet uman anlayışını terk etmek zorundadır.
- Dün olduğu gibi bugün de, yarın da paralel yapıyla mücadele sonuna kadar devam edecektir.
- Yeni Türkiye'nin yeni sosyolojisini kabullenmeyen yok olmaya mahkumdur.
- Barış süreci, artık topluma emanettir ve geri dönüş yoktur.
- Ahmet Davutoğlu, emanetçi değildir...
DERİNLİKLERİN DİBİNE
Yer yer duygusal yer yer kararlılığını vurgulamaktan çekinmeyen sahici bir konuşma yaptı Erdoğan. Keza; bayrağı devralan ve sadece AK Parti'nin değil, hükümetin de başı olarak yeni dönemin en önemli siyasi isimlerinden olan Davutoğlu da öyle. Ben, dün kongre salonunda açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun, partilileri en fazla heyecanlandıran sözünün de rasgele olmadığını ve yeni dönemin şifrelerini anlatırken bu sözün sıklıkla hatırlanması gerektiğini de not etmek isterim. Moğollar'ın Cengiz Han'a bağlılıklarını ifade ederkenki yemin sözlerini, bugüne uyarladığınızda; asla bir vesayet değil ama doğal lideri ile parti liderinin bir ve beraber olacağı ve AK Parti'nin 13 yıllık geçmişine bakınca, gayet uyumlu gideceğine inanılan mesajla bitirelim:
"Derinliklerin dibine, mesafelerin sonuna kadar bir ve beraberiz..."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.