Millet olarak acıda birleşmeyi bilir, birbirimize destek olur, acımızı paylaşırız. Elbette arada istisnalar olur. Nihat Doğan gibi kendini bilmezlere gösterilen "terbiye ve dozunda" tepki sayesinde sonuç alındı, çok izlenen bir programın kadrosundan çıkarıldı. Şimdi sıra; Ali Tezel isimli kendini bilmeze tepki göstermekte. Özgecan'ın acısı üzerinden, halkı mezhep ayrımcılığına ve hatta düşmanlığına sürükleyen mesajları ortada bu adamın.
ALİ TEZEL İSİMLİ FIRSATÇI
Bir gazetede köşe yazıyor bu kendini bilmez ve diyor ki twitter mesajında: "Tecavüz eden Sünni, tecavüz edilen Alevi olunca sessiz kaldılar. Alevi eline, beline, diline sahip olandır. Sünni neresine sahip olabiliyor?" Ağzıma ve kalemime dolu dolu gelen hakaret kelimelerini etmeyip, bu ıslah olmaz yaratığı Allah'a havale ediyorum. Tabii, bu arada savcılarımızı da göreve davet ediyorum. Halkı aleni bir şekilde mezhep ayrışmasına, düşmanlığına davet eden, kışkırtan bu adamla ilgili kanunların size verdiği görevi yerine getirin lütfen. Yazdığı gazetenin yönetiminin de bu adamla ilgili gereğini yapması için herkesi tepki vermeye çağırıyorum.
Dün günlerden siyah dedik ve sessiz ama çok etkili bir eyleme kadın-erkek hepimiz imza attık. Biz, Yeni Asır ailesi olarak kadınlı erkekli katıldık ve simsiyah giyinerek Özgecan'ı katledenlere, bundan önceki bütün kadın cinayetlerine de tepkimizi gösterdik. Dünkü yazımda da belirttim; sakın bu acıyı fırsat bilip belli bir partiye veya belli bir topluluğa sorumluluğu yüklemeye kalkmasın kimse. Son 13 yıldır kadına yönelik şiddeti önlemek üzere çıkarılan kanunlar ve uygulamalar sayesinde belki de daha fazla görünür olduğu için bu kadar göz önünde bu tür olaylar. Daha önce söyledim, yine söylüyorum; günah keçisi aramanın, bağcıyı dövmenin zamanı değil, üzüm yemenin zamanı. O yüzden, kadın-erkek hepimiz aynalara bakıp, nerede eksik ve yanlış kaldık, neler yapmalıyızı konuşmalıyız.
Sevgili meslektaşım Ceren Kerimoğlu, dünkü facebook sayfasında çok anlamlı bir yazı paylaşmış. Bugün, ben köşemi kendisine bırakıyorum. Ceren, bir erkek çocuk annesi olarak kaleme almış yazıyı. Benim de 3 erkek yeğenim var ve hem 2 erkek çocuk annesi kızkardeşime hem de 1 erkek çocuk annesi yengeme aynı uyarıyı yapıyorum: "Kocanızın ve babanızın kendinize nasıl davranmasını istiyorsanız, çocuklarınızı öyle yetiştirin." Aklın yolu bir. İşte Ceren'in kaleminden bütün annelere...
KENDİNE YAPILMASINI İSTEMEDİĞİNİ...
"Ben, bir erkek çocuk annesiyim ve oğlumu ERKEK gibi değil, İNSAN gibi yetiştiriyorum. Rahatsızım, çözümsüzlükten nefret ediyorum. Acilen bir kadın hareketi başlatmayı öneriyorum. Önce kendimizden başlayarak. 26 kişinin tecavüz ettiği, 6 ameliyat geçiren 16 yaşındaki kız için "rızası vardı" raporu verilince ayağa kalksaydık; belki Özgecan hayatta kalırdı.
Erkek anneleri, oğullarımızı vicdanlı, cinsiyetçi değil, insani yetiştirmeliyiz. Sen erkeksin deyip kadınlara karşı nefreti körüklememeliyiz. Kimi kadın, kocasından göremediği ilgi ve sevgiyi oğluyla kurduğu garip ilişkiden almaya çalışıyor. Oğlunun yaptığı her şeyi onaylıyor. Bu çok yanlış.
Erkek evlatların peşinden hizmetçi gibi koşup, seçtiği kız arkadaş/karısı hakkında küçültücü söylemler kullanmayalım.
Kadınlar olarak birbirimize sahip çıkalım. Yollarda sokaklarda selamlaşalım, birbirimizi yalnız bırakmayalım. Bir kadın hareketi başlatalım. Kadınlar, birbirimizden ayrıştık. Ne önemi var farklılıkların oysa? Biz biriz, KADINIZ..
Bu arada; tüm sosyolog, psikologlar bir araya gelip mahalle eğitimi versin. Aile, çocuk, kadın, erkek, ergen olmak ne demek öğretilsin."
Ceren'in önerisine tüm kalbimle "evet" diyorum. Yazısının altına imzamı atıyorum. Ama sizlerin fikirlerini de öğrenmek istiyorum. Lütfen ne düşünüyorsanız bana yazın..(sebnem.bursali@yeniasir.com.tr)