• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ŞEBNEM BURSALI

EL İNSAF...

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23 Şubat 2015, 19:58
Dünkü yazımda "Sözkonusu vatan ise gerisi teferruattır" demiştim hem başlıkta hem yazımın sonunda. Bu söz; Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Büyük Önder Atatürk tarafından söylendi mi söylenmedi mi tartışmaları yapıldı geçmişte ve hala yapılır. Ama; ben iliklerime kadar inanıyorum ki; 1919'un Anadolu topraklarında, tüm sömürgelerin kurtuluşuna ışık tutan iradenin ifadesi olarak bu sözü Atatürk söylemiştir. Gerçi konumuz, bu sözü kimin söyleyip söylemediği değil ama ben kendi notumu da düşmek istedim.
Asıl konumuza döner ve bu sözün bugünkü karşılığından tekrar konuyu ele alırsak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hükümeti ve Genel Kurmay Başkanlığı'nın önceki gece sabaha karşı yaptığı Şah Fırat Operasyonu ile ilgili değerlendirmeye çok da yakışıyor. Bu söz, kuru bir kabadayılık ifadesi de değildir. Mili bir mevzuda bile birlik olmamakta ısrar eden muhalefete bir kez daha hatırlatmak isterim altını kalın kalın çizerek. Başka bir ülke sınırlarında ama sizin toprağınız üzerinde 38 askerinizle ilgili oradaki terör örgütü tarafından bir tehdit var ve siz Devlet olmanın gereği olarak tek bir askerinizin bile canını tehlikeye atmamak adına bir operasyon düzenliyor ve onların bulunduğu karakol ve kutsal emanetleri daha güvenli bir bölgeye taşıyorsunuz. Bunun adı ne "geri çekilme" ne "toprak kaybetme" ne de başka bir şey değildir. Tam tersine, biz hala toprağımızdayız.
Bu eleştiriyi yapanların, bir süre önce Musul Konsolosluğumuzda yaşanan rehin olayında Türk Devletini ve Hükümetini eleştirenlerle aynı olması da ilginç. Dün Musul'da Konsolosluğumuzu niye güvenli yere taşımadınız, vatandaşlarımızı ve görevlilerimizi niye Türkiye'ye getirmediniz diyenler, bugün aynı durumun sözkonusu olduğu Süleyman Şah için tam tersini söylüyorlar. Kimsenin burnu kanamadan alınan önlemi; "Neden oradaki askerlerimizi güvenli bölgeye taşıdın?" diye eleştiriyorlar.

ER RYAN'I KURTARMAK
Steven Spielberg'in yönettiği ve oskar aldığı 1999 yapımı Er Ryan'ı Kurtarmak (Saving Private Ryan) filmini izlediniz mi bilmiyorum ama benim için en kült filmlerden birisidir. İkinci Dünya Savaşı'nda aynı aileden 4 kardeş savaşa gider. 3'ü şehit olur. Ailenin son erkek çocuğu Er Ryan için eve dönüş kararı alınır. Ve, bütün bir film boyunca tüm ordunun Er Ryan'ı bulup eve sağ salim döndürmesi için nasıl bir mücadele verdiği muhteşem bir kurgu, görsel şölen ve senaryo ile anlatılır. ABD'nin bir kahramanlık filmidir. Tek bir askeri için neler yapabileceği anlatılır.
Bakın beyler, bayanlar.. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu kahramanlığı yapmıştır. Tek bir askerinin burnu kanamadan evine dönmesi için Şah Fırat demiştir.
Bu böyle biline...

VEKİL BUNU YAPARSA!

İç Güvenlik Paketi görüşmelerinin Meclis Genel Kurulu'ndaki içler acısı görüntülerini hepiniz izliyorsunuz. Gazi Meclisi'nde, herkese örnek olması gereken kutsal bir çatı altında, hepimizi utandıran anekdot ve kavgalar oluyor. Bir de işin şov amaçlı yapılan eylemler var tabii. Muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin bu eylemlerinin kimisi sempatik ama çoğunluğu hiç yakışmıyor açıkçası. Şiddet, küfür ve hatta kürsü işgaliyle tabanlarına veya bir yerlere "ne mesaj veriyorlar" bilemiyorum ama halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekilinin kendi hesabından attığı şu twitter mesajını sizlerin yorum ve insafına bırakıyorum. Milletin Meclisi'ne, TBMM'ye "hikaye, anlamsız, tiyatro sahnesi" diyerek küçümsemesi ve aşağılaması yetmiyormuş gibi, halkı yine Gezi olaylarındaki gibi isyana teşvik buyurmuş bu vekil. Daha önce de halkı galeyana getiren, Mustafa Kemal Atatürk'e hakaretleriyle gündeme gelen CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün'ün (huseyinaygun63) twitter hesabındaki paylaşımı:
"Sevgili arkadaşlar bence yapılacak tek şey halkın isyan hakkı... 2013 Haziranındaki gibi..Tek yol yeni Gezi isyanları..Parlamento hikaye.."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.