HADİ ORADAN
MİRGÜN SENİN DE İHTİYACIN OLUR O ADALETE
Terör eylemini ve teröristi kutsamak mıdır gazetecilik? Mirgün Cabas, dün kendi hesabından attığı twitter mesajıyla işte alenen bunu yaptı. İstanbul Adliyesi'ne girip Berkin Elvan soruşturmasını yürüten Savcı'yı rehin alan teröriste ve eyleme tek bir laf etmeyip, tam tersine "Bu eylem nasıl biterse bitsin" diyebilecek kadar gözü dönmüş bir mesaj atmanın başka nasıl bir ifadesi olabilir? Ne eyleme, ne savcının kafasına silah dayayan teröriste tek bir söz yok. Hatta, "Nasıl biterse bitsin" diyerek, nefret pompalayan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin savcısının canını hiçe sayan bu sözlerin gerekçesi de inanılır gibi değil: "Bu eylem nasıl biterse bitsin alınacak tek ders var; çocukları vurmayın, anneleri yuhalatmayın!!"
KAZANAN YOK
Ana muhalefet partisinin önseçimi üzerinden 3 gün geçti ama tartışması hala bitmedi. 16 yıl sonra yapılan önseçimin, genel anlamıyla konuşulacak, değerlendirilecek pek çok sonucu var. Olumlu ya da olumsuz pek çok konuya değineceğiz az sonra ama ben İzmir'e özel bir durumu bir kez daha hatırlatmadan geçemeyeceğim. Düşünün ki; Türkiye genelinin tam tersine son 15 yıldır kentin iktidarı konumundaki bir partinin Genel Başkanı, sadece partisi içindeki üye ve delegeler arasında yapılan bir önseçimde bu kenti, İzmir'i tercih ediyor ama parti üyelerinin yarısından fazlası, genel başkanlarına oy vermek veya vermemek için bile sandığa gitmiyor!!! Siyaset bilimcileri, bu sonucu bugün ve ileride çok farklı açılardan mutlaka yorumlar ama 22 yıldır siyaset izleyen bir gazeteci olarak CHP açısından bu durum, neresinden tutarsanız vahim bir tablo. Partiye kayıtlı 129 bin 156 üyenin sadece 65 bininin önseçim için oy kullanması, CHP'nin bundan sonraki gündeminde ilk sırada sorgulaması gereken bir konudur. Az önce söylediğimi tekrar gibi olacak ama genel başkanlarının da girdiği bir seçimde, oy kullanmamayı tercih eden parti üyelerinin, genel seçim için sandığa gitmeye ne kadar hevesli olabileceği de meçhuldür.
KADININ ADI YOK
Benim bıkıp usanmadan irdelediğim ve hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim bir başka konu da kadınlar. Denizli'de 1. ve 3. sıralarda kadın adayların çıkması, hem kişilerin hem Denizli örgütünün bir başarısıdır. Ancak Denizli dışındaki illere bakıldığında CHP için söylenebilecek tek şey; CHP'de önseçimde kadının adının olmadığıdır. Aydın'da partilerinin 2 dönemdir kadın belediye başkanı olmasına rağmen CHP örgütü, milletvekili olarak seçilebilecek bir yerde kadın adayı sandıktan çıkarmadı. Kontenjan için ayrılan ilk sıranın, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan için kullanılacağını da sağır sultan biliyor zaten. Keza İzmir için de aynı şey söylenebilir. 1-3 ve 5. sıralar kontenjan ve iki bölgenin ilk sıralarından kadın adaylar gösterilecek. Ama önseçimde, yıllardır örgütte çok etkin olan kadınların en son sıralarda sandıktan çıkması, kadın siyasetçiye haksızlık değil de nedir? Kapatılan Seyrek ilçesinin son belediye başkanı Nurgül Uçar, İl eski Sekreteri Sevda Erdan Kılıç bunlardan sadece ikisi. Erkek egemen siyaset arenasında, kadına siyaset yolunu daha cömert açması gereken bir partide, partinin gerçek emekçisi ve üyelerinin yarısı kadın olan bir partinin, kadına siyaset yolunu kapatmasını anlamak da mümkün değil.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.