Çocuk tacizine indirime hayır

Bugünkü yazımı biraz fazla "kadınsı" bulabilirsiniz. Benim için hiç mahsuru yok. Ama konuyu aslında "insan hakları" özünde değerlendirmek en doğrusu. Kayseri'de öğretmeninin tacizine ve tecavüzüne uğrayan 17 yaşındaki Cansel'in kurtuluş yolunu intiharda bulması, hepimizi derinden sarstı. Reşit olmadığı bir yaşta, en güvendiği kişiden gördüğü bu hakareti ve tecavüzü kaldıramayan ve bu süreçte okul yönetimi tarafından da yalnız bırakıldığı anlaşılan Cansel kızımızın olayı, aslında hepimizin kanayan yarası konumundaki bir olayı da gündeme getirdi. Hukukta "İyi hal indirimi" olarak bilinen ve mahkeme süresince kravat takıp boynu bükük oturan suçlular için uygulanan bu saçma sapan kuraldan sözediyorum. Daha Kayseri'deki Cansel kızımızın olayı ve acısı taptazeyken Diyarbakır'da benzer bir olay daha gündeme geldi. 24 yaşındaki bir adam, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel saldırıda bulundu. Ama, duruşmalardaki "saygın" tutumu dikkate alınarak cezası düşürüldü!!
Kadın cinayetleri ile kadına veya kız çocuklarına yönelik bu tür taciz ve tecavüz olaylarına yönelik toplumsal duyarlılık ve medyada bu haberlerin daha görünür olması, fikri takibin yapılması; bu tür olayların azalmasında ne kadar etkili olur bilemem. Araştırma yapmak uzmanların işi. Ama benim emin olduğum bir nokta var ki; bizler ne kadar bu olayların takibini yaparsak, kanun koyucuları da o denli etkiliyoruz aslında.

BAKAN KAPI GİBİ ARKASINDA...
Nitekim; geçen hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu ile Ankara'da yaptığım görüşmede, Bakan hanımın bu konudaki duyarlılığı ve hatta kararlılığını görmekten dolayı çok mutlu olduğumu söylemeliyim. Çok uzun bir sohbet yaptık, ilerleyen yazılarımda örnekler vereceğim ama az önce söylediğim konuyla ilgili güzel haberleri var Sema hanımın. Bir kere, Cansel'in davasında taraf olarak mahkemenin tüm duruşmalarında yerlerini alacaklar. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak Sema hanım, özellikle küçük yaştaki kız veya erkek çocuklarına taciz ve tecavüz olayları ile ilgili davalarda "iyi hal indirimi" uygulanmaması için gerekli yasal değişikliğin yapılmasına yönelik mücadele başlatıyor. Ve; bu mücadelesinde sonuna kadar gitmeye kararlı. "Kapı gibi arkasındayım" sözleriyle bu kararlılığını ifade etmekten çekinmiyor.
"Gül gibi evlatlarımızın hayatlarını söndüren cani ruhlu bu insanlara uygulanan iyi hal indirimine isyanım var" diyen Sema hanıma katılmayanınız olabilir mi? Neyin iyi hali bu? Yasal boşlukların doldurulması ve caydırıcı yasaların arttırılması lazım. Özellikle çocuklara taciz ve tecavüz edip öldüren katillere ve canilere indirim uygulanmamalı. Islah etmek amaçlı cezalar kapsamından çıkarılmalı bu suçlar ve suçlular. Çünkü; anlatarak eğitebileceğin bir noktada olmayan bu canileri, caydırarak ancak daha iyi sonuç alınabileceğine inanıyorum.
Her yıl çok ses getiren Oscar ödülleri, bu yıl deyim yerindeyse fırtına kopardı. En iyi film ödülünü kazanan, gerçek bir hikayeden uyarlanmış Spotlight filmi, din adamları tarafından cinsel istismara uğrayan çocukların bu dramını örtbas etmeye çalışan kilisenin skandalını 5 gazetecinin ortaya çıkarmasını konu alıyor.
Filmde, taciz suçunun tacize uğrayanın suçu olmadığı, tacizi gerçekleştiren kişi ve kişilerin, destekleyenlerin ve örtbas eden sistemin suçu olduğu haykırıldı bir yerde. Sadece Türkiye değil, tüm dünyada son derece isabetli bir şekilde yeniden gündeme gelen çocuklara yönelik bu iğrenç suçu işleyen kim veya kimler olursa ve her ne sebeple olursa olsun affedilmemesi, cezasının indirilmemesi ve hatta bu kişilere en ağır cezaların verilmesi için daha ne bekliyoruz?
İyi hal indirimine HAYIR..
Çocuklara yönelik taciz-istismar ve tecavüz suçu işleyenlere en ağır cezaların verilmesine EVET..