Silahlara karartma yok mu?

Dizilerin hakimiyeti sürüyor, dolayısıyla biz de arada bir bu konuya değinmeden geçemiyoruz. Yeni yayın dönemiyle birlikte yine birbirinden büyük projeler start aldı, her gün her kanalda arka arkaya iki dizi veriliyor. Haber öncesi sabah kuşağı, öğleden sonralarını sayarsak sayı daha da çoğalıyor.
Dizileri niye tartışıyoruz? İçerikleri yüzünden. Gerekçeleri farklı olsa da insanlar gerçeklerin tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmesinden rahatsız oluyor. Örneğin kimi ensest, tecavüz, aile baskısı gibi olaylar gösterilmesin istiyor, topluma kötü örnek olmasın diye. Ama bunlar oluyor? Bizzat yaşanıyor. Yaşarken iyi de seyrederken mi kötü? Seyrederken rahatsız oluyorsak, bu olayların yaşanmasını da engellemeye kalkışmak daha doğru olmaz mı?
BABALAR NE DÜŞÜNÜYOR?
Geçenlerde de bahsetmiştim dizilerde inanılmaz bir erkek egemen baskı hissediliyor, özellikle de orta direk ailelerde. Yani ekonomik güçlük içinde olan ailelerin reisi olarak hala otorite olan baba, kızlarına inanılmaz bir baskı uyguluyor. İstemediği kişilerle evlendiriyor, sokağa çıkış eve giriş saatlerini sınırlıyor, onlar da kapıdan kaçamazlarsa bacadan kaçmanın yollarını arıyorlar, buluyorlar da, bulunur çünkü ve babanın istemediği ne varsa onun gerçekleşmesini sağlıyorlar ve başları da beladan bir türlü kurtulmuyor.
Aslında ben bu dizileri seyreden benzer anne ve babaların ne hissettiklerini çok merak ediyorum. Acaba, "Al işte benim gibi biri daha! Görsünler bakalım benim neler çektiğimi" diye kendine haklılık payı çıkartarak mı seyrediyor yoksa "Meğer hatalı olan benmişim! Bu kadar sıkmasam kızları başlarına böyle bir şey gelmezmiş!" mi diyor?
DİZİLERE ŞİFRE
Dizilerden görüyoruz ki aile bağları falan diye bir şey yok aslında. Analar babalar hiçbir cinsel bilgi vermedikleri, aşk meşk konularına asla girmedikleri sadece 'o yasak, bu yasak' diye eğittikleri kızlarını bir erkekle öpüştü ve yattı diye gözden çıkarabiliyorlar. Öyle bir kızları olmuyor artık. Ama para için sevmediği bir adamın nikahlı olarak koynuna giren kızlarını baş tacı ediyorlar. Çünkü o kız kocanın parasıyla o ailenin hayatını kurtarıyor! Bu da övülesi bir durum oluyor. Analar babalar bizim de kızımıza böyle zengin bir kısmet çıksa diye dua ediyor ve böyle zengin bir adamla evlenmeyip fakir sevgiliye tamah eden kızlara da beddua okuyorlar.
Ve o kızlar aşkın peşinden gittikleri ve de öpüştükleri yattıkları için dizilere şifre konulmasını istiyorlar. Tabii en çok bozulunulan da kadınların kocalarını aldatmaya kalkışması. Ferhunde, Bihter gibi kadınlar var mesela, gül gibi kocalarıyla yetinmeyip, para veya aşk için onları aldatmaya kalkanlar yüzünden aile birliğimizin bozulmasından endişe ediliyor.

DUMANLI GÖRÜNTÜLER
Aslında ne kadar vahim bir durum olduğunun farkında değil miyiz bunun? Demek ki bu kadar pamuk ipliğine bağlı aile bağlarımız! Bir dizi izleyince ve dizideki kadının yanlış davranışlarını izleyince bütün düzenimiz sarsılacaksa hakikaten korkmalıyız.
Ama sorgulamalıyız da bu tür dizileri seyretmezsek aile birliğimiz güçlenecek mi? Hem öpüşmeye takacağımız kadar silahların gösterilmesine neden karşı çıkmıyoruz? Mesela son zamanlarda sigara ve içki görüntüleri dumanlanıyor ekranlarda. Böylece sigara ve içkinin daha çok dikkat çekmesine neden olunduğunu da fark etmiyoruz. Hani etkilenecek olanlar var ya, daha dikkatli bakıyorlar o sahnelere, elindeki ne diye. İçilecekler yasaklanıyor ama silahlara hiçbir karartma uygulanmıyor. Küçüğü, büyüğü, keleşi, makinelisi hepsi ekranda arz-ı endam ediyor. Buna ne deniliyor.