Gerçeklerle yüzleşmek
Hep iyi oldular, saf derecesinde iyi. Gerçek değillerdi aslında. Hiç kötü şeyler düşünmez, hep başkalarının iyiliğini düşünürlerdi. O yüzden sevdikleri adına acı çekmeyi falan tercih eden rollerle karşımıza çıktılar.
Müjde Ar'la birlikte sahici karakteri tanıdık hem sinemada hem dizilerde. İlginç bir tesadüf Müjde Ar'ı tanımamızı sağlayan Aşk-ı Memnu dizisinin yeni versiyonunda izlediğimiz Beren Saat de alışkın olmadığımız karakterine rağmen izleyenlerin sevgisini kazandı.
BENCİL BİHTER
Bihter nasıl biriydi hatırlayalım. Babasını aldattığı için annesinden nefret ediyordu. Sırf bu yüzden onun evlenmeyi istediği adamla evlendi. Aşık olmadan, sevmeden. Sonra onun parasını, ona sağladığı gücü, yaşattığı lüks hayatı sevdi.
Bencil biriydi Bihter. Güce ve paraya inanıyordu. Zengin olanları kendine yakın görüyordu. Kendisiyle anı statüde olmayanları küçümseyen bir tavrı vardı. Evde çalışanlara karşı olan tutumunu getirin göz önünüze. Bir Adnan Bey'in tavrını, bir de kendisinin... Kaprisli, sevimsiz biriydi. Üreten değil sadece tüketen bir kadındı. Yesin, içsin, para harcasın, pahalı elbiseler, ayakkabılar, mücevherler alsın, gezsin, tozsun ve istediği her şeyi elde etsin. Buna aşk da dahil.
Evet, aşık oldu Behlül'e. Ama Behlül'ün de dizinin sonlarında söylediği gibi o Behlül'ü değil, kendisini seviyordu. O yüzden de terk edilmeyi kabullenemedi. Behlül'ün onu bırakıp başka bir kadınla ilişki kurmasına dayanamadı. Behlül aşkından bitap hale düşse memnun olacak, belki de sevmediği kocasıyla mutlu mesut yaşamaya devam edecekti. Ama o yenilgiyi hazmedemediği için kendini kaybetti.
İYİ VE KÖTÜ
Peki Behlül onu terk etmese, yani birlikte kaçmayı ve yaşamayı vaad etse ne olacaktı? Bir mirasyedi olan ve hayatı boyunca çalışmamış, para kazanmanın ne demek olduğunu bilmeyen Behlül'le ilk birkaç ay, belki bir iki yıl mutlu mesut yaşayacaklardı ama para bitince, istediği lüks hayatı yaşayamayınca mutsuz olacak ve kavga edeceklerdi. Sadece Bihter değil, Behlül de sıkılacaktı ondan. Çoktan tükenecekti büyük aşk. Aşkları yaşanmadığı için büyüktü. Birbirlerinin olamadıkları için tutkuları güçlüydü.
Doğrusu yaşanmaması, yaşandıysa da, dürüst davranıp gerçeği söylemeleri, aşklarının peşinden gitmeleriydi. Behlül'e aşık olduğunu söyleyemese bile, kocasından boşanması gerekirdi. Bunu göze alamadı. Almaya kalktıysa bile, terk edilince intikam almak için oyun oynadı ve bu oyuna başkalarını da alet etti.
Ama esas üzerinde durmamız gereken şey, böylesine sevimsiz ve yanlış bir karakterin bu kadar çok sevilmesi oldu. Herkes Bihter'e üzüldü, ağladı, gözyaşı döktü, arkasından mevlüt okuttu. Sadece Beren Saat'in güzelliği, şirinliği, iyi oyunculuğuna bağlanamaz bu sevgi bence. Belki de bir dönüşümden geçiyoruz. Birinin sadece iyi veya sadece kötü olamayacağını anladık belki de. Hepimizin zaafları var. İçimizde iyilik kadar kötülük de var. Tutkularımız var. Bir yandan toplumsal kurallar, bir yandan bastıramadığımız dürtüler. Gerçeklerle yüzleştik belki de.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.