Seda Kaya Güler

Aşkın anahtarı

'Bugün ne yazayım' diye bilgisayar başına oturduğumda "aşk"tan söz etmek geldi içimden. Havaların iki gün fena halde sıcak, sonraki gün sağanak yağmura dönüştüğü günlerde değişen ruh halimize de iyi gelmez mi aşk sözcükleri? Ortalık anayasa tartışmalarıyla hareketlenmiş, "evet"çiler, "hayır"cılar saflarını belli etmişken üstelik. Havalar nasıl, gündem ne olursa olsun aşk, her zaman yanımızda çünkü.
Röportaj yaptığım ünlülerin aşk'la ilgili neler söylediklerine ve yaşadıklarına bakayım dedim ve içlerinden birkaç tanesini seçtim. Mesela Arzu Yanardağ. Güzel bir kadın. Kimi sevse karşılık bulur, sevilir, el üstünde tutulur, aşk acısı çekmez diye düşünebilirsiniz. Ama öyle olmuyor tabii.
HAYATIN MERKEZİNE SOKMAK
"Aşkın insanı hayatta dinç tutuğuna inanan birisiyim. Ama genelde hayal kırıklığa uğradım. Benim de hatalarım olmuştur elbette. Çok sabırsız biriyim. Dominant bir tarafım da var. Belki erkeklere bu kötü geliyor. En önemlisi verilen sözlerin tutulması taraftarıyım. Özellikle ikili ilişkilerde, ilk kıpırtılar geçince, ilişkinin sevgiye dönüşmesi için dürüstlük şart" diye başlıyor aşkı anlatmaya ve şöyle devam ediyor: "Ben çok çabuk seviyorum karşımdaki insanı. Yeni tanısam bile hemen hayatımın merkezine sokuyorum ve çok seviyorum. Bu, genelde karşı tarafı korkutuyor. 'Niye bu kadar seviyor? Ne bekliyor?'diyerek geri çekiliyor. İlişki ilerledikçe, aslında ne kadar içten ve saf olduğumu fark ediyor ama ben tükenmiş ve aşkı tüketmiş oluyorum."
Konuştuğumuz dönemde yeni anne olmuştu Arzu Yanardağ. O duyguların etkisiyle de asıl aşkı kızıyla yaşadığını anlatmıştı. "Bana kimsenin bakmadığı gözlerle bakıyor. O kadar doğal, o kadar saf, o kadar sevgi dolu ki. Onunla hep konuşuyorum. Dinliyor beni. Bakıyor bana, anladığını hissediyorum. Onunla beraberken çok mutluyum."
HANGİSİ DOĞRU?
Aslında kadınların aşka bakışını, ne beklediklerini ve yaptığı yanlışları çok güzel özetlemiş Arzu.
Hemen kendimizi kaybediyoruz. Hayatımızın merkezine erkeği oturtuyoruz. Olmadık fedakarlıklar yapıyoruz. Ve böyle yaparak karşımızdaki erkeği korkutuyor, bizden uzaklaşmasına neden oluyoruz.
Aşkı konuştuğum erkeklerden Mehmet Teoman da aynı konuya erkek olarak vurgu yapmış ve demişti ki; "Ne olur rahat bırakın biz erkekleri. O kadar çok düşüyorsunuz ki üzerimize sıkıyorsunuz. Her dakika aramayın, her dakika aramamızı beklemeyin. Sürekli hesap sormayın."
Yani teslim olmayın, elde edilmemiş gibi davranın. Ama işte o zaman da oyunlar giriyor işin içine. İnsan olduğu gibi davranmayıp, rol yapmak zorunda kalıyor. Aramasını beklediğiniz halde, umurunuzda değilmiş numarası yapıyorsunuz. Doğal olmuyor. Ne diyor Arzu, kızıyla olan ilişkisinde; "O kadar doğal ki, sevgi dolu bakıyor ve anlıyor."
Galiba anahtar cümle bu. Doğal olmak. Sevgi ile bakmak ve karşıdakini anlamak, anlamaya çalışmak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.