Hüsnü Özyeğin farkı
Öğrencilik yıllarında okuduğu okulun kantinini işleterek girişimciliğe başlayan Özyeğin, Pamukbank ve Yapı Kredi Bankası'nda genel müdür olarak çalıştıktan sonra Finansbank'ı, ardından Fiba Holding'i kurdu.
EN TEPEYE ULAŞTI
Yani profesyonel hayatın zirvesindeyken kendi işini kurup patron oldu. Merdivenleri yine hızlı bir şekilde çıktı ve en tepeye ulaştı. Özyeğin'in en önemli özelliği, şirketlerini marka haline getirmek ve en parlak dönemlerinde satmak. Örneğin 2007 yılında Finansbank'ı, geçtiğimiz ay da Fiba Sigorta'yı sattı. Bu arada Millenium Bank Türkiye'nin yüzde 95'ini satın aldı. Liman ve rüzgar enerjisi işine giren ve bugüne kadar 45 bin kişiye istihdam sağlayan Özyeğin yatırımlarına devam ediyor.
Benim yolum, kurduğu ve çok önem verdiği Özyeğin Üniversitesi'nde kesişti. "Türkiye'nin konum ve insan kalitesi olarak çok şanslı bir ülke olduğuna inanıyorum. Bu ortamda ülkenin en önemli ihtiyacı da eğitim. Çünkü eğitimle diğer bütün sorunların çözüleceğine inanıyorum" diyen Hüsnü Bey, 1980'lerden bu yana eğitimin içinde. Anadolu'da pek çok okul yaptırmış. "Bu yatırımları sonuçta MEB'e bağışlıyorsunuz. Bunu yaptığınız zaman da oralarda eğitimin kalitesine çok fazla müdahale edemiyor, öğretmenlerin eğitimiyle ilgilenemiyorsunuz. Oysa bir üniversite kurduğunuz zaman oradaki öğretmen ve öğrenci kalitesinin yüksek olması sizin elinizde oluyor. Bu bakımdan üniversiteyi çok önemsiyorum" diyor Sabah gazetesine verdiği röportajda.
Ve şöyle devam ediyor: "Türkiye'de 30-40 yıl önce bir tek Robert Kolej, Galatasaray Lisesi, Üsküdar Amerikan, İzmir Kız Koleji ve Fransız okulları vardı. Buradan mezun olup üniversiteye giden öğrenciler Türkiye'nin önemli mevkilerine geldiler. Bu, iyi eğitimin önemini anlatmak bakımından iyi bir örnek. Kaliteli eğitim verdiğiniz sonuçları ülkeye katlanarak geri dönüyor."
KADIN BANKACI
Kurduğu üniversitenin amacını, "İyi bir akademik eğitim vermek ve öğrencilerin üniversiteye başladıkları anda hayata atılmalarını sağlamak" olarak özetleyen Hüsnü Özyeğin, "Çünkü öğrenci kütüphanede çalışarak saatte 6 lira kazandığında paranın kıymetini daha iyi biliyor. İnsan başkasından para aldığı zaman onun kıymetini bilemez" diyor.
Dolayısıyla girişimcilik çok önem verdiği konulardan biri. Ve kadınlar. İş hayatında kadınların olmasını önemseyen, olmamalarını eksiklik olarak gören hayatın her alanında kadın-erkek ayrımı yapmayan biri Hüsnü Özyeğin. Ve bu özelliğiyle de diğerlerinden birkaç adım öne çıkıyor benim için.
"Yapı Kredi Bankası'na genel müdür olduğumda teftiş kuruluna hiç kadın müfettiş atanmadığını görmek beni çok şaşırttı" dedi sertifika törenimiz öncesinde yaptığı konuşmada. Oysa Pamukbank'ta bu görevi yapan kadınlar varmış. 84'te Yapı Kredi'de ilk atama yapılmış Özyeğin sayesinde. Bir ilke daha neden olmuş. İsviçre'de kurduğu bankaya Pamukbank Genel Müdür yardımcılarından Özden Başaran'ı atıyor. Ve öğreniyor ki, Özden Başaran İsviçre bankacılık tarihinde genel müdür olarak atanan ilk kadın.
KADINLARIN ÖNEMİ
Üniversitesinde kadın yöneticilerin sayısının diğer üniversitelere oranla fazla olduğunu da belirtmeliyim. Öğrenci liderleri arasında kadın olmayınca da kızıyor. Kısacası kadınları önemsiyor, sertifikaları aldığımız gün bir kız toruna sahip olan Hüsnü Özyeğin.
Bu amaçla Davos'ta katıldığı bir toplantıda Goldman Sachs yöneticilerinden duyduğu "10.000 Kadın Girişimci" projesini önemsiyor ve böylece üniversitesinde kadınlara girişimcilik eğitimi verilmesini sağlıyor. Kadınlara girişimcilik eğitimi verilmesinin, kişi başına düşen geliri 2020 yılına kadar yüzde, 2030 yılına kadar ise yüzde 20'nin üzerinde artırabileceğine inanıyor. Hüsnü Özyeğin bir anlamda Anne Çocuk Vakfı Başkanı olan ve özellikle annelerin eğitimiyle ilgilenen eşi Ayşen Özyeğin'le yarışıyor. Bana da kendisini bir kez daha alkışlamak düşüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.