İlgi alanınızın dışına giren biriyle konuşunca yepyeni şeyler öğreniyorsunuz. İnternet de size bu bilinmeyen dünyanın kapılarını açıyor. Dünkü yazımda bahsettiğim teknoparklar gibi. Biraz araştırınca öğrendim ki Türkiye'de 29 tane teknopark, yani teknoloji geliştirme bölgesi bulunuyor. Biri İzmir'de. Bilenler biliyor, bilmeyenler iztekgeb.iyte.edu.tr'den bilgi alabilir. Aralarında ticaret ve sanayi odaları ve üniversitelerin bulunduğu 20 kuruluşun biraraya gelerek oluşturdukları bir kuruluş İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi.
Burada girişimciler için yeni fırsatlar var, iş kurma imkanları. Tabii Ar-Ge'ye, yani araştırma ve geliştirmeye, teknolojiye yönelik.
Ayrıca bölgesel gelişmeye katkı sağlamak ve yine girişimcilerin önünü açmak için kurulan kalkınma ajansları var. Bunların sayısı da 26 tane.
HİBE VE KREDİ
İzmir Kalkınma Ajansı bunlardan biri. İnternet adresi www.izka.org.tr. belli dönemlerde duyurular oluyor ve desteklenecek girişimcilik sektörleri açıklanıp, başvurular bekleniyor. Otel yatırımınızı büyütmek, restoranınızı turizme açmak, organik tarım yapmak mı istiyorsunuz? Araştırın, öğrenin ve gerek hibe, gerek geri ödemeli kredi desteklerinden yararlanın.
Girişimci dediğin zaten oturup beklemez. Sürekli araştırır, havayı koklar ve yeni iş fırsatları görerek değerlendirmeye çalışır. Ekonomist Atilla Başlar'a göre sağlık, bilişim, hidrojen ve bor enerjisi, geleceği olan sektörler.
Dünyada en büyük bor kaynaklarına sahip Türkiye, yakın zamanda bunun nimetlerinden yararlanacak. Hidrojenden de. Bu konuda araştırmalar yapan dünyaca ünlü profesörlerimiz var. Nejat Veziroğlu örneğin.
VE KADINLAR
Beyin göçü diye bir kavram da geçerliliğini yitirdi günümüzde Başlar'a göre. Yurtdışındaki insanlar bizim network'umuzu oluşturuyor. Burada çalışamasalar bile başka yerde yaptıkları işler bize geri dönecektir, dönüyor da.
Ve kadınlar...
"Kadınlar işi değiştirecek" diyor Atilla Başlar ve bir örnek veriyor: "Şu anda yaklaşık 400-500 bin kadın Amway, Oriflame, Avon gibi kuruluşlarda çalışıyor. Doğrudan satış yapıyor bu kadınlar. Satışı öğrenmek işin aslı zaten. Bu kadınlar yavaş yavaş kendi işlerini kuracaklar. Bu da Türkiye ekonomisine büyük bir etki yaratacak."
Kadınların doğası gereği daha toparlayıcı olduğunu, erkek gibi kırıp dökmediğini, aynı anda pek çok işi birden yapabildiğini ve detaylarla ilgilenip, kolay kolay pes etmediğini de hatırlatıyor. "Ama" diyor, "Kadınların tek kusuru süreçte fazla oyalanmaları. Sonuç odaklı olurlarsa, burada erkeklerin taktiklerini kullanmayı öğrenirlerse çok daha etkili ve başarılı olurlar."
Ve son söz: "Kriz çıktığı zamanlarda paniğe kapılmadan, büyük resmi görebilmeye çalışmak ve buna göre hazırlık yapmak gerekiyor. Ve kişisel gelişimi artırmak."
