Nerede eşit değiliz?
Erkeğin kadından üstün olduğuna inanan ve bu nedenle kadınları başta koca ve babalar olmak üzere erkeklerden şiddet gören bir toplumun lideri olarak hiç de doğru şeyler söylemiyor Başbakan.
"Kadın kadındır, erkekse erkek. Fiziksel olarak eşit olamazlar diyor." Eee?
Kadının kadın, erkeğin de erkek olmadığını kimse iddia etmiyor ki. Olmasını istemiyor ki. Sadece kadın ve erkeğin farklı ama eşit olduğu söyleniyor.
Şahsen kadın-erkek eşitliğine inanan bir feminist olarak bunu söylüyorum ben.
Evet kadın kadındır, erkekse erkek, fizyolojik olarak, biyolojik olarak, psikolojik olarak çok farklıyız. Güzel ve doğru olan da farklı olmamız. Farklılık bizi birbirimizden hem ayırıyor, hem birleştiriyor, bütünleştiriyor.
KADIN HAKLARI
Ama esas nokta, bu farklılığın eşitliği bozmadığı, bozmayacağı ve bozmaması gerektiği. Ne var ki, yüzyıllardır, özellikle erkek egemen toplumlarda kadınlar "farklılıkları" nedeniyle ezilmiş, horlanmış, eve kapatılmış, hayatları ellerinden alınmış, kendi geleceklerini kendilerinin belirlemelerine bile izin verilmemiş.
Ne giyecekleri, nasıl davranacakları, ne yapacakları, kiminle ve ne zaman evleneceklerine hep başkaları karar vermiş. Bu başkalarının kadınların erkeklerle eşit olmadığına, dolayısıyla onlardan daha üstün olduğuna inanan erkekler ve onlara itaat eden kadınlar olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
Hiçbir hakka sahip olmamış kadınlar. Okutulmamış, meslek öğrenmeleri, yazıp çizmeleri, sanatla, bilimle uğraşmaları engellenmiş, sadece ve sadece evlenip çocuk doğurmakla yükümlü kılınmış.
Yıllardır bunun mücadelesini verdi kadınlar. Bizim ülkemizde de. Taa Osmanlı döneminde başladı feminizm hareketleri. Fatma Aliye hanımlar, Semiye Hanım'lar, Şair Nigar'lar, Nezihe Muhiddinler, Halide Edip'ler, kadının "insan hakları" için büyük bir çaba sarf ettiler.
FARKLIYIZ AMA EŞİTİZ
Farklılıktan dolayı yasalar karşısında eşit olmadıkları için haklarını istediler. Oy haklarını mesela. Seçme ve seçilme hakkını, okuma hakkını, çalışma hakkını, örtünmeme hakkını, kendi giyimlerine kendilerinin karar verme hakkını. Onların başlattığı mücadele günümüze kadar geldi. Hala da devam ediyor. 20 yıl önce kaymakam olmalarına izin verilmiyordu, bu hakkı söke söke aldılar ama hala vali olamıyorlar mesela.
Evet, kadın ve erkek fizyolojik, biyolojik, psikolojik olarak farklıdır. Ama kadın ve erkek eşittir. Yasalar önünde de eşittir, Tanrı katında da eşittir.
İşte Başbakanın kadınla erkeğin eşit olmadığını söylemesi bu nedenle ürkütüyor kadınları. Ne yani biz şimdi farklıyız diye yasalar önünde eşit değil miyiz? Tanrı kadınla erkeği bir kabul etmiyor mu? Farklıyız diye neden eşit değiliz? Hangi konuda, nerede eşit değiliz? Eşit olamadığımız için kadın vali atanmıyor bir türlü?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.