Dizilerdeki kadınlık halleri
Yahşi Cazibe'yi seyredince de hepimize Azerbaycanlı haller geliveriyor, yarım saat kadar onlar gibi konuşmaya başlıyoruz. Yaş kararları, ekonomik kriz, terör derken biraz olsun yaşadıklarımızı unutup, gülümsüyoruz ama bilinçaltımıza da 'kadınlık ve erkeklik halleri' yazılmış oluyor. Özellikle de çocukların, gençlerin.
HAMARAT GELİN
Azeri gelin pek bir maharetliydi geçen haftaki bölümde. Atasıyla, anasına yani kocasının annesiyle babasına hizmette kusur etmedi. Mükellef sofralar hazırladı, yataklarını yaptı, başucu sularını bile ihmal etmedi. Gelin dediğinin de böyle olması gerektiğinin altı bir güzel çizildi. Diğer gelin adayı Simge'nin ise istenmemesi için her türlü göndermeler yapıldı. Zengin, modern ve şehirli kız ya, hem sarışın hem aptal, üstelik tam bir tüketim canavarı, ne yemek yapmayı biliyor ne büyüklerine nasıl davranacağını.
Komedi dizilerinde karakterlerin abartılı olması gerektiğinin altını çizelim ama genelde dizilerimizde bilerek veya bilmeyerek -çünkü dizileri yazanların da bilinçaltında bunlar var- bize verilmeye çalışılan mesaj şu aslında:
Kadın dediğin, her halükarda hamarat olmalı. Başbakan bile olsa, eve geldiğinde beş dakika içinde mükellef bir sofra hazırlayabilmeli. Evdeki misafirlere hizmet edebilmeli. Hele o misafirler kocanın ailesi ise hürmette kusur edilmemeli. Bütün kayınvalide ve kayınbabaların gönlünde yatan gelin adayı böyle bir şey.
Elbette her kadın sever misafirlerine hizmet etmeyi, özellikle de sevdiği adamın ailesine. Ama her dakika değil. Baklavalar, börekler açılmadan da saygıda kusur edilmeyebilir.
USLU KIZLAR
Ne var ki kadından istenen bu. Ve kadın dediğinin "dört dörtlük ve hanım hanımcık" olması gerektiği beynimize kazılıyor sürekli. Erkek yeğenim beş ya da altı yaşındayken babam su istemişti kendisinden. Mutfaktaydı ve gelirken getirmişti. Ardından annesi istedi. Ona da getirdi. Bir tane de ben isteyince ne dese beğenirsiniz: "O kadar da kadın olamam!"
Ve bu kadınların, "babanın ve kocanın sözünden dışarı çıkmaması" gerektiği. Sözünü ettiğim iki dizide de kızların erkeklerle konuşması, komşu çocuklarıyla selamlaşması yasak. Koca kadın bile olsalar, eğer bekarlarsa tek başlarına, daha doğrusu başlarında aileden bir erkek olmadan sokaklarda dolaşmayacak ve vücutlarının herhangi bir yerlerini göstermeyecekler. Görecek tek kişi var, o da koca! Peki, bu baskı ve yasaklar işe yarıyor mu, dersiniz. O da ayrı bir konu.
Bir dizinin tutması için, klişeleşmiş şablonlara yer verilmesi gerektiği artık hepimizin malumu. Ama genç ve yetenekli senaristlerimizden biraz hınzırlık ve yaratıcılık beklemek de hakkımız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.