Klasik psikolojinin şekillenmeye başladığı dönemlerde, kadınların merakına tamamen olumsuz bir anlam yüklenirken, aynı özellikteki erkeklere araştırmacı adı yakıştırılmıştır.
Kadınların her işe burunlarını soktuğu söylenirken, erkeklere öğrenme heveslisi denmiştir.
Bu cümleler, şu günlerde okumakta olduğum "Kurtlarla Koşan Kadınlar" adlı kitaptan. Ayrıntı Yayınları tarafından çıkan kitap Dr. Clarissa Pinkola Estes tarafından yazılmış. Estes ünlü bir şair ve psikanalist. Bir unvanı daha var, 'cantadora.'
Latin geleneğinde cantadora, eski öyküleri toplayıp saklayan kişi demek. Doktorasını kültürlerarası araştırmalar ve klinik psikoloji üzerine yapan Estes, "Kurtlarla Koşan Kadınlar"ı 1971 yılında yazmaya başlamış ve yirmi yılı aşkın bir sürede bitirmiş. 18 dile çevrilen bu çalışma, kadınların içsel yaşamları konusunda çok önemli bir yere sahip.
VAHŞİ KADIN
"Hepimiz vahşiye özlemle doluyuz. Bu özlemin kültürel olarak onaylanmış pek az panzehiri var. Bize bu tür bir arzudan utanç duymamız öğretildi. Uzattığımız saçlarımızı duygularımızı saklamak için kullandık. Ama Vahşi Kadın'ın gölgesi gündüz ve gecelerimiz boyunca pusuya yatmış bir halde hala varlığını sürdürmekte. Nerede olursak olalım, arkamızda tırıs giden bu gölge kesinlikle dört ayaklı." diyen yazar, "Vahşi Hayat ve Vahşi Kadın"ı ikisi de soyu tükenmekte olan türler olarak tanımlıyor ve şunları söylüyor: "Zaman içinde kadına özgü içgüdüsel doğanın yağmalandığına, bastırıldığına ve ezildiğine tanık olduk. Uzun dönemler boyunca bu içgüdüsel doğa, tıpkı vahşi hayat ve vahşi topraklar gibi kötüye kullanılmıştır. Binlerce yıldır ne zaman arkamızı dönsek, ruhun en zavallı topraklarına fırlatılıp atıldığını gördük. Tarih boyunca Vahşi Kadın'ın ruhsal toprakları yağmalanıp yıkılmış, buldozerlerle düzlenmiş ve başkalarını memnun etmek üzere doğal döngüleri, doğal olmayan ritimlere büründürülmüştür."
ÖYKÜNÜN REHBERLİĞİ
Kurtlarla kadınların benzerliklerine dikkat çeken Estes'e göre, sağlıklı kurtlar ve sağlıklı kadınlar belirli ruhsal karakteristik özelliklere sahipler; keskin bir duyarlık, oyuncu bir kişilik ve yoğun bir kendini adama kapasitesi. Doğaları, araştırıcılıkları, büyük bir dayanıklılık ve güce sahip olmaları bakımından yakın akrabalar. İkisinin de sezgileri çok güçlü; yavruları, eşleri ve sürüleriyle yoğun bir biçimde ilgileniyorlar. Sürekli değişen koşullara uyum sağlamakta deneyimlidirler ve tuttuklarını koparmalarının yanında çok da cesurlar.
"Ancak ikisi de sürekli avlanmış, taciz edilmiş ve yanlış bir şekilde obur, sapkın, son derece saldırgan ve hasımlarından daha az değerli olarak tanımlanmıştır."
Yazar kitapta öykülerden ola çıkarak önemli saptamalarda bulunuyor. "Öyküler ilaçtır, öykülerin dokusuna hayatın karmaşıklıklarına ilişkin olarak bize rehberlik eden dersler yerleştirilmiştir" diyerek kitabında kadınlarla ilgili öyküleri anlatıyor ve onları nasıl okumamız gerektiği konusunda ipuçları veriyor.